George Orwell: Balinanın Karnında

George Orwell, Balinanın Karnında (Inside The Whale) denemesini 11 Mart
1940’ta yazmış. Yani otuz yedi yaşında. Denemesinin merkezine aldığı kitap da
Henry Miller’ın Yengeç Dönencesi.
Miller’ın bu kitabı kırk üç yaşında, türlü başarısız girişimden sonra ancak
sevgilisi Anais Nin’in desteğiyle yayınlatabildiğini biliyoruz. Balinanın
Karnında’yı ilginç kılan noktalardan biri bu iki yazarı, Orwell ve Miller’ı
buluşturması. İngiliz yazarın Yengeç Dönencesi’nin anlatılma yöntemi ve
dünyasından yola çıkarak yaşadığı çağın edebiyatıyla hesaplaşmasında ilginç
olan şu: Miller’ın ilk romanının otobiyografik vurgularından dem vuran
Orwell’in ilk romanının da otobiyografik özellikleri bilinen Paris ve Londra’da Beş Parasız olması.
Ama iki romanı birbirinden kesin çizgilerle ayıran bir bakış
açısı farklılığı var. Orwell, metninde tarihsel çerçeveyle ilgileniyor,
Avrupa’nın iki büyük savaş arasındaki toplumsal ruhu onu çok ilgilendiriyor.
Oysa Miller, iktisadi büyüme yıllarında Amerika’dan Avrupa’ya gerçekleşen
sanatçı (ve sanat meraklısı) akınında toplumsal olanla ilgilenmek derdinde
değil. Zaten Orwell da, uzun denemesine yaşadığı çağa ‘aldırmayan’ bu romanın,
nasıl olup da çarpıcı ve kalıcı bir esere dönüştüğü sorusunu samimiyetle
cevaplayarak başlıyor.

Balinanın Karnında,
kısa süre önce Sel Yayınları’ndan Zafer Avşar çevirisiyle çıktı. (Merak edenler
için not: Paris ve Londra’da Beş Parasız’da
Can Yayınları’ndan Berrak Göçer çevirisiyle çıktı.) Orwell kitapları uzun
süredir farklı yayınevleri tarafından yayımlanıyordu. Son zamanlarda Sel ve Can
Yayınları, yazarın külliyatını derleyip toplamaya başladı.

Balinanın Karnında
on denemeden oluşan bir kitap. 1931-1947 yılları arasında yazılmış (ya da radyo
konuşması olarak gerçekleştirilip sonra metne dökülmüş) denemelerin bir bütünü.
İspanya İç Savaşı’nda Franco faşizimine karşı savaşan gönüllülerin arasında yer
alan Orwell’in, bu süreçteki bilgi birikimini paylaştığı denemelerden,
anti-emperyalist bakışını yansıtan denemelere uzanan özel bir kitap. Konuların
farklı olması, okurun kafasını karıştırmamalı. Çünkü Orwell, denemelerinde
gevelemeden konuşuyor. Lafı evirip çevirmiyor. Söyleyeceğini net söylüyor. Bu
güçlü tavır, deneme türünün sadık okurlarını hızla saracaktır. Politik
süreklilik ve kararlılık, günümüzde hasret kaldığımız bir özellik. Çevremiz ‘kandırıldığını-yanıldığını-aldatıldığını’
söyleyen yazarlarla/gazetecilerle doluyken, 40’lı yıllardan gelen bu metinler
bir ‘su terazisi’ görevi üstleniyor
adeta.
Kitaba adını veren uzun denemeye, Balinanın Karnında’ya dönelim. Bu denemeyi, yazarın çağının
edebiyat anlayışının dökümünü yapan bir metin olarak tanımlamak, kanımca eksik
olacaktır. Çünkü metin, günümüzde de geçerliliği olan soruların ve cevapların
peşine düşüyor. Henry Miller’dan James Joyce’a, oradan Celine’e çektiği çizgi,
bu çizgiyi kesen Walt Whitman ve ‘kabullenen’ edebiyat çizgisi, ortalama
edebiyat okurunun bile nabzını hızlandıracak kadar zihin açıcı. O dönemin moda
kavramlarından biriyle, her şeye hazır ve nazır olma tavrıyla ve edilgenlikle
hesaplaşması, günümüzde de yüzleşmemiz gereken bir durum değil mi? Bir yazarın
‘moda’ olmasını mercek altına aldığı bölümdeki cümleleri bugünün de cümleleri
değil mi? Şöyle diyor Orwell: “Sabun köpüğü neden hep patlar? Bu soruya cevap
vermek için bazı yazarları bazı özel zamanlarda popüler yapan dış koşulları anlamamız gerekiyor.”
Kötümserlik ile gerici dünya görüşünün ilişkisinden,
Marksizm ile edebiyatın yakınlaşmasına kadar bütün alanlara rahatlıkla giren
bir denemeci var karşımızda. Bütün görüşlerine katılmayabilirsiniz ama bunları
söyleyişindeki netlik ve üslup etkisi altına alacaktır sizi. Kişisel olarak
kitaba adını veren denemenin dışında iki denemeyi daha özellikle sevdiğimi
söylemeliyim: Sanat ve Propagandanın
Sınırları
ile Tolstoy, Kral Lear ve
Soytarı
.
George Orwell genel olarak 1984 ve Hayvan Çiftliği
yazarı olarak tanınıyor. Ancak yirminci yüzyılın bu önemli yazarını daha iyi
anlayabilmek için, kapsamlı bir okuma yapmak gerekiyor. Balinanın Karnında böylesi bir okuma yolculuğunun önemli
duraklarından biri.

Leave a comment