İki sene önce yine Noktalı Virgül’de sohbet ettiğimiz Sena Şener’le bugün ilk albümü İnsan Gelir İnsan Geçer için tekrar buluştuk. Sohbetin tamamı izlemek isteyenleri buraya alabiliriz.
“Türkiye’de doğmuş olmanın çok büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Her yerden beslendiğimi ve her şeye objektif bakabildiğimi fark ettim.”
YK: Önceki konuşmamızın üzerinden iki sene geçti. O Sena’yla bu Sena arasında ne fark var?
S: Ne kadar çok çalışmam ve öğrenmem gerektiğini gördüm. Bir hareket yapmadan önce çok taraflı düşünmeyi öğretti bana bu iki sene.
YK: İnsanların kulağına ulaşacak her şey benden çıkmalı ki duygu ben de doğduğu gibi karşıya aksın. Bu sözler sana ait.
S: Mesela Bak Bana’yı ben düzenlemedim. Müziğimde nelerin olması gerektiğini şarkıyı yazarken hissediyorum ve o düzenleme süreci insanları yoruyor. Bu, bir şarkıyı çıkarma süremi de uzatıyor. Kendimi ifade edemeyince kendi şarkılarımı kendim düzenlemeye başladım. Duygu bende doğduğu gibi karşıya aksın, amacım buydu.
YK: Bir şarkıyı yazma süreci sende nasıl gelişiyor?
S: Kesinlikle yazmak için oturduğumda yazamıyorum. Bir formülü olduğunu asla söyleyemem. Beklediğim ve kucakladığım bir süreç oluyor.
YK: Sen aslında çok neşeli, gülen bir insansın. Ama şarkı dünyanda başka bir renge doğru gidiyoruz.
S: İkisi beni ben yapan iki parça. Bu ikisi birleşip bir karakteri oluşturuyor.
YK: Eylülde bir de plak geliyor. Çok konser verdin, her yere gittin. Nasıldı?
S: Bu işin en eğlenceli kısmı şarkıların etkilerini görmek için insanlarla buluştuğumuz konserler. Mesela Van’a da gittik. Benim için hiç gitmediğim bir yerde konser vermek zor güzeldi. Festivallerde çalmak da çok coşkulu. Seyirci hiç kendini geri çekmiyor. Çünkü onlar da oraya çok zor geliyor. Adana Hayal Kahvesi’ndeki konseri unutmuyorum. Seyirci belirliyor konserin güzelliğini.
YK: Albümün müzik çevresinde de çok beğenildi.
S: Evet. Herkese çok teşekkür ederim destekledikleri için. Ama bende şöyle bir şey var. Albümüm güzel oldu deyip oturamıyorum. Sonra ne olacak diye bir ihtiyaç doğuyor. Şarkıların çoğunu 15 yaşımda yazdım. O yüzden artık, tecrübelerimle harmanlayarak bir sonraki adımda ne yapabilirim diye düşünüyorum.
YK: Konserler, albüm… 2019’da yeni bir şey var mı?
S: Konserler var tabii. Ama ilk kez burada söyleyeyim. Türkçe şarkılar zaten yazıyorum, engel olamıyorum. Artık birazcık isin isteyip İngilizce albüme ve global projelere yönelmem gerekiyor. İngilizce bir albüm düşünüyorum 2019’da. Türkiye’de doğmuş olmanın çok büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Her yerden beslendiğimi ve her şeye objektif bakabildiğimi fark ettim. Şarkılarım var, insanlarla paylaşmak istiyorum.
