Yakın bir arkadaşım, sıklıkla gördüğü bir rüyayı anlatır; deniz kıyısındadır, pantalon paçaları kıvrılmış, suların içinde çıplak ayaklar günbatımına karşı trompet çalmaktadır. Muhtemelen bir Amerikan ya da Fransız filminden sayısız rüyaya sızmış bir görüntüdür bu. Ne yalan söyleyeyim; ben de isterim böyle bir görüntüde kameranın arzuladığı özne olmak. Ama bu fazlasıyla şekerli rüya görüntüsünün başka bir anlamı da var benim için. Beirut‘un “Elephant Gun” şarkısının videosunda, bizi sondaki parti sahnesine hazırlayan bir görüntü bu. Ezberlenmiş bir rüya görüntüsünden, daha kapalı devre bir rüya görüntüsüne geçiş. Ve sonunda, o parti sahnesine gelindiğinde, kahkahalarla dolu bir dans yaşanır. Fillerin dansı…
Fil Uçuşu‘nda Beirut eşliğinde, fillerin dansına ortak olmak isteyenler sesi biraz açabilirler…
bir de rüzgar esse, saçlarımız da hafif uzun olsa, öyle yürüsek kumsalda günbatımına.. :)) sonra
beirut'un postcards from italy'si çalsa dans etse renkler hüzünlü hüzünlü 🙂 haha. :)) ama bu da harika oldu şimdi. teşekkürler, sevgiler.
Daralmış ruhlara özgürlük lütfen 🙂
Beirut'un -beni sağaltan- 'In the Mausoleum' şarkısının klibinin içerisindeki köşede kitap okuyan kişi gibi dans etmek var birde …
Beirut dinleyince bir yandan içimde kuşlar uçuyor, yerimde duramaz oluyorum, diğer yandan tuhaf bir hüzne kapılıyorum. Bana bu iki karşıt hissi yaşatabilen çok az müzik var. Sayenizde bugün de Elephant Gun'la başlayarak kendimi bir kez daha Beirut'a adıyorum:-)
Saçların arasından kayıp giden rüzgar çok dokundu.. Baktım güneş guruba durmuş, hava kararmakta umutlar gibi. Sonra hiçbir yere gitmemek üzere valizlerimi toplamış olduğum hatırıma geldi. Biz buradan başka hiçbir yere gidemeyiz, bu kıyıda kalmalıyız diye bir şeyler okuduğumu katırladım. Ben de salona dönüp filler ile fil dansı yaptım.
Muhteşem!