Oyuncak Ben bir oyuncak fareyim; pati darbelerine, diş izlerine aldırmadan o beyaz kediye hayranlık duyan.
yekta bey sen ne yaptın… diyesim geldi. düşündüm, durdum dün. ama gerçekten durdum, düşüncelerim durdu gelmedi. sanki çok yakındalar, kafamın içi onlarla dolu, bir o kadar boş. sanki hepsi birden kapıya yuklenmiş o daracık kapının aralığında sıkışmış, hepsi birden içeri girmek istiyor ama ancak birkaç kırık kelime düşüyor içeri. harfleri yarım. anladığımı kendime bükmeden hatta özneyi özellikle saklayarak yazmak istedim. olmadı… aklımda kocaman yanıp sönen ışıklı bir levhaya kazındı tek bir cümle: kedi olmaya hiç heveslenmedim de, keşke fareliğimi tam anlamıyla becerebilseydim. ama hayır ben bunu beğenmedim. başka türlü anlatmak istedim. leonard cohen şarkıları bile yardım etmedi. alacakları olsun.
İçindeki mana kadar cümlenin kolay okunabilmesi de önemli bence..Bu cümle yoruyor beni okurken.Sıkılıyorum yani.Ne kadar kısa gibi görünse de oku oku bitmiyor sanki.Yekta Kopan çok daha iyisini yazabilir..Bunu biliyoruz
Meandshadows Ramazan KINay'a kınaya kınaya dedi ki; Ramazan, yorma kendini, bir cümle okumak bile seni yoruyorsa zaten okuma, okumayı sevmediğin belli, bak yordun herkesi yorgun yorumunla, diyeceksin ki niye okudun yorumumu o zaman? Yorumunu okumasam okumamamın daha iyi olacağını nereden bilebilirdim, yorumunu okumaktan yorulacağımı nereden bilirdim? Şimdi sen bu yorumu da okuma yorulursun, git yat, okuma sen Ramazan…
Varlık nedenimdi. Güçlüydü, hızlıydı, acımasızdı. Hayranlıkla izliyordum. Onun gibi olmak istiyordum. Onun gibi vurmak, onun gibi dişlemek, onun gibi acıtmak…
Hayranım, bilhassa hayatı okuyuşunuza.
aşkın farklı görselliği …
Bense pil ile çalışan bir kalbim. Sahibinin yaptığı tüm kötülüklere rağmen onu yaşatmaya çalışan.
niye "beyaz" kedi? aslında "masum" olduğu için mi? sonunda parçalayacak o "oyuncak" fareyi haberi yok! zaten "oyuncak" etmiş bile yazık ki…
Tekirin ve sarmalin sucu ne? Beyaz kedigillerden olmak zaruri mi hayatta?
kaç saattir bakıyorum. tekrar tekrar okuyorum. yazıp yazıp sildim. tek cümlelik bir "keşke" daha oldu hayatımda.
Meandshadows dedi ki;
Ben bir oyuncak insanım, gerçekmiş gibi davranan…
Menadshadows yine birşey dedi;
Ben bir oyuncak maskeyim, arkama saklanan yüzlerin, saklayamadıkları gözlerinden dünyaya bakan…
size yazdım. bakın görün beni ne hale koydunuz 🙂
Oyuncak
Ben bir oyuncak fareyim; pati darbelerine, diş izlerine aldırmadan o beyaz kediye hayranlık duyan.
yekta bey sen ne yaptın… diyesim geldi. düşündüm, durdum dün. ama gerçekten durdum, düşüncelerim durdu gelmedi. sanki çok yakındalar, kafamın içi onlarla dolu, bir o kadar boş. sanki hepsi birden kapıya yuklenmiş o daracık kapının aralığında sıkışmış, hepsi birden içeri girmek istiyor ama ancak birkaç kırık kelime düşüyor içeri. harfleri yarım. anladığımı kendime bükmeden hatta özneyi özellikle saklayarak yazmak istedim. olmadı… aklımda kocaman yanıp sönen ışıklı bir levhaya kazındı tek bir cümle:
kedi olmaya hiç heveslenmedim de, keşke fareliğimi tam anlamıyla becerebilseydim.
ama hayır ben bunu beğenmedim. başka türlü anlatmak istedim. leonard cohen şarkıları bile yardım etmedi. alacakları olsun.
franco matticchio da konuyla benzer şekilde, dostluklarına dair şunu söylemiş:
http://theanimalarium.blogspot.com/2011/09/monday-matticchio-cat-with-mouse.html
İçindeki mana kadar cümlenin kolay okunabilmesi de önemli bence..Bu cümle yoruyor beni okurken.Sıkılıyorum yani.Ne kadar kısa gibi görünse de oku oku bitmiyor sanki.Yekta Kopan çok daha iyisini yazabilir..Bunu biliyoruz
Meandshadows Ramazan KINay'a kınaya kınaya dedi ki;
Ramazan, yorma kendini, bir cümle okumak bile seni yoruyorsa zaten okuma, okumayı sevmediğin belli, bak yordun herkesi yorgun yorumunla, diyeceksin ki niye okudun yorumumu o zaman? Yorumunu okumasam okumamamın daha iyi olacağını nereden bilebilirdim, yorumunu okumaktan yorulacağımı nereden bilirdim? Şimdi sen bu yorumu da okuma yorulursun, git yat, okuma sen Ramazan…
Zaman gelir yaladığı da olur beyaz kedinin o fareyi:-)
Varlık nedenimdi. Güçlüydü, hızlıydı, acımasızdı. Hayranlıkla izliyordum. Onun gibi olmak istiyordum. Onun gibi vurmak, onun gibi dişlemek, onun gibi acıtmak…