Paraşüt açılmayınca söylenen şarkılar gibiyim. Mutlu yaşamanızı sağlayamam belki ama mutlu ölmenize yardım edebilirim. Zeka parıltısı falan da beklemeyin. İyi kalbim kötümser bugün, yüzüm de çirkin. Yüzüme gülüp suratımı duvara sürtmeye de artık bir son verin…
kalbim sıkışıyor. zaten göğüs kafesin o kadar "dar" ki, kımıldayamıyorum. sessiz bir çığlık attım en derinden "beni seninle değil, benimle bırak"! duyuyor musun?
Bu cümle, birinci tekil şahısa çok fena dokundu bu sefer. Açıp bir şeyler yazayım diyorum, olmuyor. En acı deneyimlerden birine temas etmişsiniz. Ben de kelimelerden vazgeçtim. Bir iki Frida Kahlo resmine baktım, sonra nedense eski Türkçe şarkıları dinlemek istedim. Bunlardan birini de gönderiyorum: http://www.youtube.com/watch?v=4BjH_pJ2p-w&feature=related
Biz bizi yapan da budur. yasamaktan korkmamak her ne olursa olsun. (www.xiksvelie.blogspot.com)
Paraşüt açılmayınca söylenen şarkılar gibiyim. Mutlu yaşamanızı sağlayamam belki ama mutlu ölmenize yardım edebilirim. Zeka parıltısı falan da beklemeyin. İyi kalbim kötümser bugün, yüzüm de çirkin. Yüzüme gülüp suratımı duvara sürtmeye de artık bir son verin…
sert sessizlerden sensiz
kimsesiz ve piç
insana karşı bir korsan
balığa tuzak bir deniz
hiç görülmemiş bir düş
tabiri caiz
nikahsız bir imam
imansız bir ölüş
eski bir tek tas
yeni bir üst tat
sanırım ki artık bizi tanımaz
varissiz bir telaşlı miras
davetsiz bir misafir
vadesiz bir elveda
dengesiz dünyada
zamansız bir zehir
bir insan neden çalışır
sebeb-i ekmek şarap ya da kim
fiyat etiketinden bir statü
bilmem ki nereye takılır
uyuyan bir güz
yastıktan bariz bir iz
ona inanmanın tek sebebi
bana dönmüş bir yüz
ölüme giden bir vapur
bir varmış bir yokmuş
gök yerle sarmaş dolaş
sonsuzluk yokuşu hep çamur
sert sessizlerden sensiz
kimsesiz sarıklı bir derviş
şımarık bir çocuk
adı çok da kendi sanki eliz…
kalbim sıkışıyor. zaten göğüs kafesin o kadar "dar" ki, kımıldayamıyorum. sessiz bir çığlık attım en derinden "beni seninle değil, benimle bırak"! duyuyor musun?
Bu cümle, birinci tekil şahısa çok fena dokundu bu sefer. Açıp bir şeyler yazayım diyorum, olmuyor. En acı deneyimlerden birine temas etmişsiniz. Ben de kelimelerden vazgeçtim. Bir iki Frida Kahlo resmine baktım, sonra nedense eski Türkçe şarkıları dinlemek istedim. Bunlardan birini de gönderiyorum:
http://www.youtube.com/watch?v=4BjH_pJ2p-w&feature=related
bütün güçle sıkılmasına rağmen hala damlatan musluğum ben, en güçlüleri bile düşündüren.