Bülent Ortaçgil: “Benim şarkılar biraz farklıdır, kusura bakmasınlar…”

“Böyle bir gece için iki ihtimal var,” dedi Ortaçgil, “ya duygusallaşacağız ya da felekten bir gece çalacağız. Ben ikincisini tercih ediyorum.” Sonuçta Açık Hava’yı dolduran biz ‘Bülent Ortaçgil’i sevenler’, felekten duygusal bir gece çalmış olduk.

Konserin sonunda sahnedeki -üstlerinde Ortaçgil’in şarkı sözleri olan tişörtleriyle- kalburüstü müzik insanlarından oluşan “Benimle Oynar mısın?” korosuna, Açık Hava’yı tamamen dolduranlar da katıldı. Yetmedi, bir de “Olmalı mı Olmamalı mı?” geldi. Ama finalin de finali vardı, ısrarlı alkışlar ekibi kulisten çıkardı ve Erkan Oğur’un perdesiz gitarıyla ile Baki Duyarlar’ın piyanosuna Cem Aksel’in aksak vuruşlarının eşlik ettiği yaklaşık 8 dakikalık farklı ve nefis bir “Şık Latife” dinledik. Cem Dizdar’ın yorumuyla “güzel ağabeylerin” en güzellerinden olan Ortaçgil’i kah güldüren kah ağlatan bir gece, her harika konserde olduğu gibi bir eksiklik ve doymamışlık hissiyle noktalandı böylece.

Konserin başından direk sonuna atladım. Peki, arada neler oldu? İşte Bülent Ortaçgil’in “Sahnede 40. Yıl” konserinde gecenin en iyi yorumları:

1. Birsen Tezer – Çığlık Çığlığa: Gecenin tartışmasız en akılda kalan yorumu oldu Birsen Tezer’in yorumu. Sadece vokal tekniği ile değil dramatik yorumuyla da hepimizi avucunun içine aldı. Çok iyiydi, çoook!

2. Aylin Aslım – Mavi Kuş: Çoğu kişinin en sevdiği Ortaçgil şarkısını seçmişti Aylin Aslım. Bir gitar, bir de gözlerini kapatıp büyük bir kendini vermişlikle çaldığı ıslığı eşliğinde söyledi. Hem de ne söylemek. Şarkının bütün duygusal iniş-çıkışlarını damarlarımıza zerk ederek. Aylin, bu geceden sonra müziğin Mavi Kuş’udur.

3. Pinhani (Sinan Kaynakçı – Akın Eldes) – Değirmenler: Pinhani, Zeynep Eylül Üçer’siz çıktı sahneye. Sinan Kaynakçı’nın akustik gitarıyla vokaline Akın Eldes’in koyu tonlu solosu eşlik etti. Şarkı Sinan Kaynakçı’nın sesini sarmaladı, zaman gerçekten düşüverdi ellerimizden. Hepimiz değirmenlere karşı, bile bile birer yenik savaşçı olduk solo boyunca. “Belki de en güzel böyle…”

4. Feridun Düzağaç – Sevgi: Açık Hava’yı dolduran “Ortaçgil ailesi”nden özür dileyerek başladı şarkıya Feridun Düzağaç, “Olur da sizi mutlu edecek kadar söyleyemezsem,” diye. Ama daha ilk hecede, kendi şarkılarında yıllardır sevginin hakkını veren Düzağaç, “Sevgi”nin hakkını verdi. O kaybolurken, biz ararken, bulduk kendimizi…

5. Levent Yüksel – Sensiz Olmaz: Elektro bağlaması ve Jehan Barbur’un geri vokaliyle, gecenin merakla beklenen şarkısını söyledi Levent Yüksel. Her “Sensiz Olmaz” deyişe ayrı bir anlam yükledi. Şarkıya ‘temiz’ başladı ‘temiz’ bitirdi.

Bir de elbette gecenin sürprizi Sezen Aksu vardı. Katılacağından Bülent Ortaçgil’in de kuliste haberdar olduğu Sezen Aksu. Bütün değerlendirmelerin üstünde bir yorumla “Yüzünü Dökme Küçük Kız” söyledi. O kadar doymadı ki şarkıya, Bülent Ortaçgil’e sarıldığında hala söylüyordu. Sesi her hücremize işledi, çok acayipti çok!

Aslında 5’lik bir liste yapmak gecenin diğer katılımcılarına haksızlık belki . Öyle bir liste var ki; Hüsnü Arkan, Serhat Ersöz, Bulutsuzluk Özlemi, Jehan Barbur, Gündoğarken, Zuhal Olcay, Mirkelam, Fuat Güner, Erkan Oğur, Mor ve Ötesi, Candan Erçetin… Ve elbette Ortaçgil’in harika ekibi… Ve elbette Ortaçgil şarkıları.

Kimi “Kediler”in olmamasına kimi bu sıcak gecede “Sıcak” denmemesine içerledi. Ama kabullenmek gerek, elbette yaptığı bütün şarkıları toplumsal hafızaya kazımış bir adama, bir gece yetmezdi. Geçen yazdan bu geceye Açık Hava sahnesi, bir kuşağın ruhunu oluşturan üçüncü ozanı, ‘buranın sesi’ni de ağırlamış oldu böylece: Leonard Cohen, Bob Dylan ve Bülent Ortaçgil.

Herkes, ama herkes dilinde bir Ortaçgil şarkısıyla evine yollanırken aynı şeyi düşünüyordu: “Böyle bir gece 40 yılda bir yaşanır…”

Comments (10)

Ne muhteşem bir geceymiş. Ne muhteşem bir İstanbul gecesiymeiş. Bunca kaosa ve buhrana rağmen ne güzel bir KENT gecesiymiş..

gitmeyi çok istediğim bir konserdi.. gitmiş kadar tabii ki olamadım ama bu lezzetli yazı gözlerimi doldurdu.. ellerinize sağlık.

uzun süre etkisinden kurtulamayacağımız kesin..çıkınca "iyi ki İstanbul'da yaşıyorum" dedirten bir gece oldu benim için..

İrem dedi ki:)
öyle güzel anlamışsınız ki geceyi,keşke orada olabılme ımkanım olabilseydi dedirtiyor ınsana ,sizin de yazdığınız gibi“Böyle bir gece 40 yılda bir yaşanır…” ve ben hayatımda böyle güzel bir geceyi ıskaladım heralde:(

gitmediğim için çok pişmanım 🙁

keşke dememek için gelmek gerekirmiş… ama keşke…

konser dvd'si çıkacakmış galiba 🙂 ve gecenin yaratıcılarından Zuhal Olcay'a da ayrıca teşekkürler…

Kesinlikle muhteşem bir geceydi. Her şarkıda tüylerimiz diken diken oldu. Şarkıların yanı sıra Bülent Ortaçgil'in sözleri ve sohbeti de mest etti.

orda olmak ayrıcalıktı gercekten.
benım de aklımda mirkelam yorumu kaldı, hiç beklemediğim bir performanstı.
su gibi aktı

mükemmel bir geceydi, o kadar sanatçıyı ortaçgil şarkıları söylerken görmek inanılmaz bir zevkti. candan erçetin de listede olmasına rağmen final korosu hariç sahneye çıkmadı, kalbimiz kırıldı ama olsun. bir de hep içimden geçiriyordum, fuat güner – erkan oğur – bülent ortaçgil üçlüsü oalrak çıkmalılar, hem fikret kızılok'a selam göndermeli hem bir şarkı söylemeliydiler, olmadı, olsun. enfes geceydi, nice yıllara ortaçgil.
konserler ilgili bir müzisyen gözünden yorum okumak isteyenler için de şu link hoş olabilir.
http://www.itusozluk.com/goster.php/21+temmuz+2010+b%FClent+orta%E7gil+40+%FDnc%FD+y%FDl+konseri/@5476541

Leave a comment