Man Booker ödülünü kazanan isim 18 Ekim‘de açıklanacak. Altı kitaplık listede hem okuru olduğum hem de edebiyatını sevdiğim için gönlümden geçen isim Julian Barnes. Sonucun ne olacağını ise hep birlikte göreceğiz. İşte 2011’in aday listesi:
Julian Barnes – The Sense of an Ending
Carol Birch – Jamrach’s Menagerie
Patrick deWitt – The Sisters Brothers
Esi Edugyan – Half Blood Blues
Stephen Kelman – Pigeon English
A.D. Miller – Snowdrops
Julian Barnes
hiç bu yazara ait eser okumamış birine hangi eserini önerirsiniz?
Flaubert'in Papağanı
yani listedeki tüm kitapları okuyup edebiyatlarını sevmediniz ha?
hiç sanmıyorum…
Çoğu zaman yazdıklarımın yanlış anlaşıldığında, sükûnet içinde izliyorum. Ama kimi zaman da üzülüyorum, hatta şaşırıyorum. "Man Booker Adayları" ile ilgili yazdığım yukarıdaki yazıda, net bir şekilde okuru olduğum ve sevdiğim için "gönlümün" Julian Barnes'tan yana olduğunu söyledim. "Diğer isimleri sevmem," demediğim gibi, yazıdan çok net anlaşılıyor ki okurları da değilim. Ayrıca Barnes'ınki dahil bu kitapların hiçbirini okumadım. "Adsız" kullanıcının yorumuna sadece "El insaf!" diyorum.
İmza: Meandshadows
Ben bu kitapların hiç birini okumadım ama okumam gereken kitaplar listesine altı kitap daha eklendiği için mutluyum. 😀
Kitaplar hakkında fikir edinebileceğimiz bir link buldum, ilgilenenler için: http://www.thebookbag.co.uk/reviews/index.php?title=Man_Booker_Prize_2011
Belki abartılı bulabilirsiniz ama bence burda bile cinsiyet ayrımı var. Man booker ödülleri tamam prestijli ama edebiyatta da bu yapılmaz ki. Hala cinsiyete göre mi? Bence cinsiyete veya cinsel kimliğe bakmadan 'insan' çerçevesi içerisinde olmalı her şey…
Valla benim de gönlüm Julian Barnes'tan yana. Şu an elimde Türkçeye yeni çevrilmiş – ya da benim yeni farkına vardığım- bir kitabı var. "Kokulacak Bir Şey Yok" Daha dün alıp okumaya başladım ama şimdiden tavsiye ederim. Kitap ölümle ilgili bir anı-deneme. "The Sense of an Ending" adını görünce 'acaba?' dedim. Acaba deyince de internette arattırdım. Bir dolu yazı var bununla ilgili. Sanki ölüm üzerine yazdığı anı-deneme kitabından sonra, yine bu konuda ama bu sefer kurmaca bir metin ortaya çıkarmış şeklinde yorumlar okudum genelde.
Bir de: Gönlün bir şeyden yana olması için diger her şeyi elemek gerekliliği mi vardır? Mümkün müdür zaten?