“Aile Çay Bahçesi” ile ilgili yazı ve söyleşileri, Fil Uçuşu’nda paylaşıyorum arada. Hem derli toplu dursunlar hem de kişisel bir arşiv oluşsun diye. Bu kez Azerice bir metin geliyor. Yazan Melahet Adilova. Kitabı bitirdikten sonra, notlarını Facebook sayfasında paylaşmış. Beni de bir mail aracılığıyla bu yazıdan haberdar etti. Şöyle diyor Adilova: “Size Aile Çay Bahçesi için teşekkür etmek istedim. Yaşayan yazarlara teşekkür etmek gibi bi lüksü var okurların. Notum Azerice belki anlamakta zorluk çekersiniz ama ne kadar beğendiğimi, değil Azerice, Rusça bile yazsam okuyup anlardınız eminim!”
Melahet Adilova’nın sözünü ettiği notu, aynen aktarıyorum. Bu noktada şunu da söyleyeyim; Azericede kimi söyleyiş ve kelime kullanımı farklılıklarının, şaka konusu olması ve kahakaha malzemesi olarak kullanılması sevmediğim bir şeydir. Yazının bu anlayışla okunmayacağından emin olduğum için, orijinal haliyle paylaşıyorum. Ayrıca noktalama işareti ve/veya yazım hatası varsa, dili bilmediğim için bunları da düzeltmedim, metnin yazarından özür dilerim. Ama Adilova’nın da dediği gibi, anlamak zor olmuyor.
Melahet Adilova’ya teşekkürlerimle…
Yekta Kopanin son romani. Muasir Turk edebiyyatinda herkesden daha fergli sevdiyim bir yazar. Yazdigi blogu da, apardigi programi da, oxudugu kitablari, baxdigi filmleri ve elbette ki yazdigi kitablari ichimde dogan inanilmaz hevesle ve sevgiyle oxudugum birisi. O qeder gozel mutaliesi o qeder ince zovgu var ki… Hem musigide, hem edebiyyatda.
Sonuncu romaninin cixmagina Bakida menim geder sevinen bashga birisi ola bilmezdi. Kitabi hemen sifarish verdim. Gelen sifarishde 5 kitab var idi amma elbette ki, ilki Aile Chay Bahchesi olacagdi. Cemisi 142 sehife. Kitabin bele balaca oldugunu gorende o qeder uzuldum ki.. Amma o kichik kitab ichimde o geder toxunulmayan hisslere toxundu ki…
Iki baci. Muzeyyen ve Chigdem. Bacisi dogulandan sonra haminin onu sevdiyini ve ona digget gosterdiyini dushunen ve anasinin olumunde bacisini gunahlandirib ondan nifret eden Muzeyyen ve daim yaxshi rolunu ustlenmeye mecbur qalan Chigdem. Iki qadin arasindaki bu geder ince munasibeti bir kishi bu geder canli, tebii ve heyat dolu vere bilirse… İki yerde dondum qaldim. Kovreldim. Halbuki cox sade yazilmish bir romandi. Hetta belke de uzun bir hekayedi demek olar. Menim geder psixoloji obraz achilishlari uzun tesvirler seven adami bu sade, tesvirden cox uzag, psixologiyadan, Dostoyevski truklarindan cox uzag roman sadece sehrine aldi. Mocuzem oldu bu uch gunde bu roman. Sadeliyi ve hezinliyi ile. Bu iki baci arasindaki uchurumu Yekta Kopan bir raki sofrasinda o qeder gozel aradan qaldirir ki, insanin galxib bacisi ile raki ichesi gelir. iki esas xett. iki baci munasibeti ve ata ile qiz munasibeti. Her iki xetti cox dushundum. Bacim olmayib, amma bacim geder yaxin olan birisi var heyatimda. Dushunurem ki, o da menim Ozlemimdir. Atamlasa munasibetim yegin ki, daha cox Ozlemin atasi ile munasibeti idi, neinki Muzeyyenin.
Bu kitab meni bashga bir sheyi dushundurdu. Dushundum ki, goresen heyatda pis (kotu) insanlar var? yoxsa hamimiz yaxshiyig sadece heyat bizi bezi pislikler etmeye mecbur buraxir? Mence hamimiz yaxshiyig. Muzeyyen agacdaki ilbizle danishanda men dushundum ki, yox biz yaxshiyig… Heyat bizden bezen geddar, bezen sert, bezen iyrenc yaratiglar yarada bilir, amma bir raki sofrasi, bir olum, bir facie ichimizdeki o yaxshini ortaya cixara bilir.
Ve kitabin mene en tesir eden megami. Bacisi Muzeyyene refigesine zeng vurub atalarinin olumunu xeber etmesi gerekdiyini deyende, Muzeyyen deyir ki, Ozlem ichin dunyadaki butun atalar oz atasiyla olub iller oncesinde. Hegigeten de beledir… İnsanin atasi bir defe olur ve onunla birge dunyadaki butun atalar sizinchun olmush olur.
Bu kitabi mutleg oxuyun dostlar. Yekta Kopani keshf etmelisiz.
Nazım Hikmet'in Bakü gezisinde gönderdiği selamı iletti bize bu satırlar…
Yekta bey, Azeri okurunuzun söylediklerine canı gönülden katılıyorum. Yaşayan yazarlara teşekkür etmek gibi bir lüksümüz var. Ben de teşekkürümü
blogumdaki"Dönüyordu" yazısı ile iletmek isterim.
paylaşımlarınız çok hoş. 🙂
emeğinize sağlık 🙂