Öncelikle böylesine akıl dolu bir tasarım için tebrik etmek gerekiyor Ozan Musluoğlu’nu. Yanına bir başka genç usta Ferit Odman‘ı da alıp, on iki farklı piyanistle birlikte oluşturduğu albüm, açıkçası sadece kendi kariyeri açısından değil, Türkiye’deki cazın sesini dünyada duyurmak açısından da önemli. Ayşe Tütüncü’nün albüm kitapçığındaki yorumuna kulak kabartmalı. “Aynı albümün içinde bir kontrbasçı ve davulcunun çalışlarının nasıl da her parçaya göre değiştiğini duymak ve her piyanistle beraber ayrı bir dünyaya dalmak çok hoş bir fikir,” demiş Tütüncü. Tümüyle katılıyorum bu yoruma. Musluoğlu – Odman ikilisinin büyük başarısı bu farklılıkları, altını çizme gereksinimi duymadan yansıtabilmelerinde yatıyor.
Kimler yok ki albümde: Çağrı Sertel, Ercüment Orkut, Can Çankaya, Ali Perret, Uraz Kıvaner, Selen Gülün, Serkan Özyılmaz, Kerem Görsev, Jef Giansily, Baki Duyarlar, Ayşe Tütüncü, Sabri Tuluğ Tırpan.
Bir parçayı bir diğerinin önüne koymak mümkün değil. Kimi piyanist daha yoğun çalarken kimi piyanist keskin tuşelerle öne çıkıyor. Her dinleyişte bir parça diğerinden daha derine işliyor. Bir sonraki dinleyişte başka bir parçaya yerini bırakıyor. Uzun soluklu bir dinleyişin sırrı da burada yatıyor; parçalar arası eşitlikte. Ozan Musluoğlu ve Ferit Odman, her parçaya aynı yoğunlukta giriyor. Boşuna “Heyecan verici bir albüm,” dememiş Çağrı Sertel.
İzninizle son sözü albüm kitapçığı için Tuna Ötenel‘in yazdığı satırlara bırakacağım. Benzersiz usta Tuna Ötenel şöyle yazmış:
Sevgili kardeşim Ozan,
Çok yetenekli bir kontrbasçı olmanın yanısıra, ülkemizin caza gönül vermiş piyanist arkadaşlarımızı, Ray Brown’dan feyz alarak bir araya getirme yaklaşımını sevinçle karşıladım ve seninle iftihar ettim.
Özellikle bu çalışmanı değerli arkadaşım Oğuz Durukan’a ithaf etmen beni çok sevindirdi.
Tuna Ötenel
Bu sözlerin üstüne ne denir ki? Bu albümü mutlaka dinleyin. Gecenin sessizliğinde… İyi gelecek!