Nabokov’un Solgun Ateş’i

İşte Fil Uçuşu’nda kişisel bir not. Kendi tarihime kayıt düşüyorum izninizle. İngilizce’sine cesaret edemediğim/edemeyeceğim için yıllardır Türkçeye çevrilmesini beklediğim Solgun Ateş, üç gündür başucumda. Yavaş yavaş, sindire sindire okumaya/anlamaya çalışıyorum. Kimi zaman tekliyorum, kimi zaman düşecek gibi oluyorum ama çoğunlukla yerden bir karış yukarıdayım.

Severim Nabokov‘u. Çok severim. Her yazdığı, bir derstir benim için. Ama bu başkaymış, çok başkaymış. Daha ilk sayfalardan başlayarak nasıl bir heyecan sardı beni, anlatamam. Okuduğum Nabokov’ları yeniden okuma isteğinin doğması da ayrı bir heyecan.

Sürdüğü kadar sürsün bu heyecan. Daha ne isterim?

İletişim yayınları’nın kitap duyurusunu paylaşıyorum izninizle:

Solgun Ateş, Nabokov’un en çok tartışılan kitaplarından biri
oldu. Yayımlandığı 1962 yılından
bu yana kitap hakkında sayısız makale, kitap ve tez yazıldı. İletişim Yayınları, Yiğit Yavuz’un titiz
çevirisiyle kitabı bir kez daha okurlarıyla buluşturuyor.
Bugün artık Solgun Ateş’in bir başyapıt, hatta 20. yüzyılın en önemli
romanlarından biri olduğu kabul
ediliyor. Yazarın en yenilikçi ve en
girift romanı olduğu da… Okunup   geçilecek
bir kitap değil, kavranmayı ve çözülmeyi bekleyen bilmecelerle dantel gibi örülmüş bir edebi anlatı aynı zamanda.
Has edebiyat tutkunları
Nabokov’un satırları arasında uzun bir yolculuğa çıkacak…

Comments (1)

Sanırım hayatımda okuduğum hem en zor, hem de en eğlenceli üç romandan birisi. Bitirdikten sonra bir de şunu okumanızı tavsiye ederim. Nabokov araştırmacısı Boyd'un biraz uçuk ama çok şaşırtıcı teorileri var Solgun Ateş hakkında. Komplo teorisi kıvamında.

http://amzn.com/0691089574

Sevgiler,
Hikmet

Leave a comment