Yıl 2025. Yani İbsen’in Nora’yı yazmasının üstünden 146 yıl geçti.
Önce dürüstçe şunu söyleyelim. Nora hâlâ yaşıyor.
İlk sahnelendiğinde bayağı bir olay yaratmış. “Skandal” diyenler çoğunluktaymış tabii. Neden skandal? Çünkü Nora, özgürlüğünün peşinde. Birey olmak, bir kimlik isyanı, toplumsal cinsiyet eşitliği talebi. Vay Nora vay!
Kadınların ekonomik, sosyal ve siyasal alanda eşitlik mücadelesi devam ediyor. Günümüzde milyonlarca Nora, o “Bebek Evi”nden çıkıp kendi hayatını inşa etme savaşı veriyor. Milyonlarca Nora, kadın kimliğinin eş ve anne olarak rollerine indirgenmesinin isyanını yaşıyor, eşitlik temelli ilişkiler oluşturmaya çalışıyor. Nora’lar, toplumsal beklentilerden ve kaypak ahlak normlarından sıyrılarak kendi seslerini bulmaya ve duyurmaya çalışıyor. Günümüzde gerçek bir cesaretten söz edilecekse, Nora’ların bu cesur savaşı konuşulmalı. Vay ki vay!
Gelelim Nora’nın Tarantella’sına…
Tarantella, kökeni 15. yüzyıla kadar uzanan bir İtalyan halk dansı. Dans adını tarantula örümceğinden alıyor. İtalyan halk inanışına göre, bir kişiyi tarantula örümceği ısırdığında, zehrin etkilerini atmak için yoğun bir fiziksel hareket gerekiyormuş ve bu hareketin tarantella dansı olduğu düşünülüyormuş. Yani bu dansın “tedavi edici” bir işlevi olduğuna inanılıyormuş.
Liszt, Chopin, Rossini, Saint-Saëns, Mendelssohn ve birçok bestecinin repertuvarında tanatellalar var. İbsen’in Nora’yı yazdığı 19.yüzyıl sonlarında bu dans Avrupa’da çok yaygınmış. O yıllarda tarantella, egzotik, tutkulu ve biraz da dramatik bir dans olarak algılanıyormuş.
“Bir Bebek Evi”nde Nora, bu dansı eşi Torvald ve aile dostları Dr. Rank’ın önünde sergiliyor. Oyunun dramatik zirve noktalarından biri bu. Nora’nın içsel çatışmasını ve bastırılmış özgürlüğe duyduğu özlemi ifade eden bir sahne.
![](https://filucusu.yektakopan.com.tr/wp-content/uploads/2025/01/image-1024x768.webp)
Oyunu yakın zamanda Tiyatro Circa yorumuyla izledim. Tuğçe Altuğ, Deniz Celiloğlu, Özlem Öçalmaz, Jak Cem Avnayim, Emrah Özdemir ve Işıl Dayıoğlu’nun rol aldığı “Nora (Bir Bebek Evi)” oyununun yönetmeni Selin Şenköken.
Bu ekibin Nora’yı tam da şimdi sergilemesi, Nora’nın içsel düğümlerini birlikte atmaya çalışması çok değerli. Günümüz uyarlamalarında çalışan kadın, ekonomik bağımsızlık, cinsel özgürlük gibi temalara odaklanılırken Tiyatro Circa, orijinal metnin izinde yürümeyi seçmiş. Bunu değerli buluyorum. Oyunla ilgili güzel yazılar, söyleşiler çıktı. Okumanızı tavsiye ederim.
![](https://filucusu.yektakopan.com.tr/wp-content/uploads/2025/01/Nora_600x800NoLogoNoText.jpg)
Ben işin “tarantella” kısmındayım. Nora’nın sahte mutluluğunun ve bastırılmış bireyselliğinin fiziksel bir yansıması olan dans.
Tutkulu, kaotik ve giderek delimsirek bir hali var bu dansın. Hem Tuğçe Altuğ’un bedeninde hem de onu izleyen Deniz Celiloğlu ve Emrah Özdemir’in gözlerinde bütün bu durumların yansımasını görebiliyoruz. İbsen’in bilinçli bir tercihi bu dans. Günümüzde yazsaydı hangi dansı seçerdi bilemem ama 19. yüzyıl dinamiklerinde cesur bir tercih. Nora’nın, kocasının dikkatini başka bir yere çekmek ve kendisini tehdit eden gerçekleri saklamak için bir araç olarak kullandığı dans, giderek duygusal karmaşanın dışavurumu haline geliyor. Başlarda bir kukla gibi görünen Nora, dans sürecinde dönüşüyor. Bastırılmış özgürlük ve cinsellik bir çığlığa dönüşüyor. İki erkeğin bir “şey” olarak gördükleri Nora, “birey” oluyor. Oyunun sonunda, Nora’nın evi terk etmesi, tarantella dansında vücut bulan o bastırılmış enerjinin artık özgürce ifade bulmasının bir sonucu belki de.
Tiyatro Circa tarafından sahnelenen “Nora (Bir Bebek Evi)” sezon boyunca sahnede olacak. Gidip görmelisiniz.
Yıl 2025. Ve Nora hâlâ dans ediyor.
![](https://filucusu.yektakopan.com.tr/wp-content/uploads/2025/01/Nora1_InstagramPost1-1024x1024.jpg)