Pentagram 30 yaşında…
Aslında otuzunu çoktan geride bıraktı.
Doğum gününde Akustik adındaki özel bir albümle geldi grup. Cümbür cemaat çalıp söyledikleri, dinleyene kişisel tarihini de fısıldayan bir proje albüm bu.
Benim tarihimde Moda’daki “olaylı” konserle başlayan yolculuk, bu albüm öncesinde Motto Müzik’teki Noktalı Virgül programım için yaptığım sohbete kadar uzuyor. Neler neler yaşanmadı ki bu süreçte.
Lafı uzatmadan Noktalı Virgül – Pentagram bölümünün linkini şuraya ekleyivereyim. İzlemek isterseniz bir tık uzağınızda…
Bu yazıda Pentagram güzellemesi yapmayacağım. Ama onu da bir ara uzun uzun yazmak lazım.
Bu yazıda programdaki mektupları paylaşacağım. Nedir o mektuplar? Pentagram’ın dostu bazı isimler, bu programa özel mektuplar-sorular yolladılar bana. Ben de grup üyelerine okudum-yönelttim. İzleyince göreceksiniz.
O sözler yazılı olarak da Fil Uçuşu tarihine kalsın istedim.
JANSET
olmalarından duyduğum mutluluk ve gururun yanında, Aşk’ın heavy metal halini
öğrendim onlardan. Albümlerini ağlamadan dinlediğim pek olmadı. Hüzün var ama
içimdeki denizin dalgalanıp coşması mı daha ziyade bu gözyaşlarının sebebi,
yoksa adını koyamadığım coşku mu, heyecan mı? İyi ki varlar. Her bir üyesi
Pentagram’a ayrı bir lezzet kattı, o yüzden hepsini kendi rengiyle ve
katkısıyla seviyorum. İyi ki varlar. Her şey istediklerinden daha güzel olsun! 30
yıl geriye dönüp baktıklarında, kendilerine dair neyi değiştirmek isterlerdi?
Keşke var mı keşke… 30 yıl önce anlattıkları şeylerin hala geçerli olması
nasıl bir duygu? Beni seviyor musunuz? (Bir de basçılarına hastayım).
CAN GOX
90ların sonlanmasıyla birlikte Pentagram adımlarını daha da büyüttü
hatta koşar adım ilerledi… Sorum şudur? Ben Pentagram’ı 300 kişilik orta büyüklükteki
barlarda pogo eşliğinde alt alta üst üste dinleyerek büyüdüm. Ancak şimdi
Pentagram vites büyüttüğü ve kitlesi de büyüdüğü için festivallerde ve stadyum
konserlerinde çalıyor çoğunlukla. 90lardaki o günleri ve nefes almakta bile
zorluk çektiğimiz, konser bitiminde 500 kalori verdiğimiz günleri özlüyorlar
mı? (Bence özlememelerine imkan yok) Sorumu biraz daha farklılaştıracağım… Acaba
Pentagram o günlerin anısına ayni büyüklükteki bir barda Rotten Dogs ile eski tayfasını
mutlu etmek için konser düzenler mi? İlk bileti de ben almazsam adam değilim…
BARIŞ AKPOLAT
mıdır? Varsa nelerdir? Örneğin prova yaparken eskisi kadar heyecanlanıyorlar
mı? Metalci gençlerin enerjisin hala bulmak mümkün mü?
MURAT BAŞDOĞAN
(GRİPİN)
1997’de bir arkadaşımın beni Harbiye Açıkhava’da konsere
çağırması ile başladı her şey. Sırtımda klasik gitarım. Siyah tişörtüm. Aah
ah:) Daha sonra da gidebildiğim tüm konserlerine gittim. ” Popçular
Dışarı” Discmanimden eksik olmayan albümlerden oldu. O zamanlarda, yani
lise yıllarımda müzik konusunda hayaller kurmamı sağlayan, hedeflerimi
şekillendiren Türk gruplarındandır kendileri. “Big Fan” olduğum
zamanlarda Sinanpaşa’da bir gün grubu çay içerken yakalamıştım. Bir imza için
atılıp kendimi onlarla çay içerken bulmuştum. Küçük ahşap taburelerde unutulmaz
bir 5 dakika geçirmiştim. Güzel günler:)
Hepsine sevgiler saygılar.
ÖZGÜR CAN ÖNEY (maNga)
Bizdeki makamsal yapıyı batı ve heavy-metal türü içinde en
iyi kullanan gruplardan biri Pentagram. Yurtdışına çıkış dönemleri oldu bir ara.
MezarKabul. (Son on yılda bu türde birçok grup çıktı, Orphaned Land – İsrail,
Myrath- Lübnan) Akustikten sonra böyle bir yurtdışı çıkışı düşünüyorlar mı? Onlar
bizim abilerimiz, bir çok ekibe destek oldular, abi oldular. Etkilediler.
Onların “abileri” kimler? Kimlerden destek aldılar? Etkilendiler?
HARUN TEKİN
Pentagram, kendi alanları içinde ve dışında sayısız müzik
grubuna ve müzisyene ilham ve destek verdi. Belki onlardan önce en eksik olan
şeyi yerine getirdiler: tecrübe transferi. Yani, pek çoğumuz onlar sayesinde
tekerleği veya ateşi yeniden icat etmek yerine müziğe dair kritik detaylarla
uğraşabildik. Grup olarak ve teker teker ne kadar çok şeyi olumlu yönde
etkilediklerinin farkındalar mı?
TUNA KİREMİTÇİ
bağ halen devam ediyor mu?
AFŞİN AKIN
Pentagram ‘la çok severiz birbirimizi. Yollarımız birçok
kere kesişti. Ben PolyGram Int.da çalışırken ‘Anatolia’nın çıkış sürecinde
gruba ekip olarak destek vermiştik. Avrupa’da ve dünyada tanınmalarını çok
istemiş ve elimizden geldiğince büyük plak şirketlerine pazarlama yapmıştık. Pentagram
bu memleketin en büyük kültürel değerlerinden birisidir kanımca. Onlara
sorabilecek çok şey var tabii ama ben çok basit bir soru sorayım. Grubun bu
güne kadar aldığı en tuhaf teklif nedir? Bir proje olabilir ya da ne bileyim
bir konser teklifi ya da düet teklifi olabilir vs. (Onlara sevgilerimi de iletirsen
çok memnun olurum.)
2007 yılında, Pentagram'ın yirminci yıl konseri Bostancı Gösteri Merkezi'nde yapılacağı gün iş yerimdeki sıkışıklık nedeniyle izin alamamıştım. Haftalar öncesinde başlayan bu karın ağrım konserin iki gün öncesine kadar yuvarlanan kar topu misali artarak devam etti ve sonunda bir çığa dönüştü. Sadece iki gün kala partonum odasına çağırdı ve iş akdimin feshedileceğini bildirdi. İnsan bir işten ayrıldığına, daha doğrusu atıldığına bu kadar sevinir mi? Hemen otobüs biletimi aldım ve o gün konser alanına gelmeden arkadaşlarımla buluştum. Arkadaşlarım bana "Hiç gelemeyeceksin diye çok korkmuştuk" dediler. Normal şartlar altında işten çıkarılan arkadaşa üzülünür fakat benim kardeşlerim (tabii olarak ben de) o büyük günde o özel anlarda bir arada olacağımız için çok sevinmişlerdi. O güzel konseri, o güzel duygu selini ve o güzel günü hayatım boyunca unutamam. Sonrasında müziğimizin verdiği moralle daha iyi bir işe de girmiştim.
Hayatımızın her anında bizimle birlikte olan müziğimizin, yani hayatımızın fon müziğinin (Hicri Bozdağ'ın çok sevdiğim bir cümlesidir) en güzel gruplarından olan Pentagram'ı seviyorum…
Tolga Çamlı