Tarih: 15 Mart 2004.
Yer: Waldorf Astoria Hotel. New York.
Rock and Roll Hall of Fame konserinde harika bir kadro George Harrison için sahnede. Harrison hayattan ayrılalı üç yıl olmuş. Sahnedeki kadroda kadim dostları Tom Petty ve Jeff Lynne ile birlikte, oğlu Dhani Harrison da var. Dhani, babasının kopyası gibi.
While My Guitar Gently Wheeps çalıyorlar. En sevdiğim şarkılardandır. Ulaşabildiğim bütün yorumlarını dinlemişimdir. bilen bilir, sevdiğim şarkıların yorumlarını dinleme ve toplama çılgınlığım var. (Rekor ‘Round Midnight’ta)
Tom Petty 12 telli akustikle, Jeff Lynne tele’siyle ufak ufak yürüyor, Dhani akustiğini ‘göstere göstere’ çalıyor. Şarkının meşhur solosunu atma işi Marc Mann‘ın. Mann, Eric Clapton imzalı orijinal soloya nota nota sadık kalmaya çalışıyor. Çok temiz bir solo. Lynne’in eşlikleri usta işi. Klavyede Steve Winwood var ki, o apayrı bir sohbet konusu.
Derken sahnenin köşesinde, elinde tam da kendisine uygun (leopar desenli fingerplate dikkat çekici) bir Telecaster’la kırmızı şapkalı bir adam beliriyor. Topuklu çizmelerine rağmen oldukça kısa, ufak tefek bir adam. Kenardan kenardan girip bir anda şarkının da, grubun da, gecenin de rengini değiştiriyor. Bu adam Prince.
Şarkının ‘doğaçlama’ solosu Prince’e bırakılmış. Tam kendi tekniğinde çalıyor. Çok şaşırtıcı bir solo değil ama çok özgür bir solo. İşte o anda gerçekten “While My Guitar Gently Wheeps” diyor insan. O ana kadar neredeyse görev gereği çalan grup üyeleri bile coşuyor. Prince her zaman olduğu gibi fazlasıyla kendinden emin hatta birazcık küstah. Sahnede olma halini en iyi bilenlerden biri.
Şimdi şarkıyı dinleyin ve izleyin. Üç dakika otuz saniye geçtiğinde Prince çıkacak sahneye. Sonrası nefis. Özellikle de finalde gitarın havaya atılması: “Bu alet böyle çalınır, gerisi umrumda değil,” der gibi.
(Bu aralar George Harrison bestelerini ve yorumlarını dinliyorum. Tavsiye ederim.)
tavsiyeleriniz ve bu güzel yazı için teşekkürler
çok özel ve çok güzel insanlar var hayatta…
şahsen tanısa da, tanımasa da sevgi ve şefkatle şöyle sessizce göğsünde saklayıp kalbinde yaşatır insan.