Lisans Yerleştirme Sınavı’nda Türk Dili ve Edebiyatı Testi’nin on yedinci sorusu bize bir yerden tanıdık geldi. Nereden mi? Tabii ki Radikal Kitap’tan!
Bundan iki yıl önce Yekta Kopan’la yeni çıkan öykü kitabı Kediler Güzel Uyanır’ı konuşmuştuk. Burcu Aktaş’ın “Rüyanın ve korkunun seni besleyen yanı nedir?” sorusuna Kopan’ın verdiği yanıt, bir de baktık, paragraf sorusu oluvermiş. Soruyu doğru yanıtlayan, kontroller sırasında fikrinden vazgeçip yanlış cevabı işaretleyenler umarım kulağımızı çok çınlatmaz! Ne yapalım bu da bizden LYS’e ufak bir katkı.
İşte o soru: İnsanların rüyalarıyla yüzleşmesinde hep korkutucu bir yan olduğunu düşünürüm. İster psikolojik bir çözümleme yapalım ister geleneksel rüya yorumlarıyla açıklamaya kalkalım, her rüya yorumunda ruhumuzun karanlık ve belki de duymak istemediğimiz bir yönüyle yüzleşiriz. Üstelik bu yüzleşmeye neden olan da kendi zihnimizdir.
Bunun yanı sıra rüyalar hem gün boyu yıpranan zihinlerimizin onarıcıları hem de bütün korkularımızın bir arada yaşandığı karanlık bir evdir. Ben yazarken o evin koridorlarında dolaşmayı severim. Rüyalar ve korkularla yüzleşen anlatının, yazarı çıplak bırakan samimi bir anlatı olduğunu düşünürüm. Hayat denen karmaşayla başa çıkmanın bir yolu bu, benim için.
Bu parçada rüyalarla ilgili olarak aşağıdaki sorulardan hangisinin karşılığı yoktur?
A) Sizce ne tür işlevleri vardır?
B) Yazılarınızda nasıl yararlanırsınız?
C) İnsanın iç dünyasını yansıtan yönlerinden söz edilebilir mi?
D) Değerlendirilmesinde ne tür yöntemlere başvurulabilir?
E) Yazarın eserini geleceğe taşıyan bir yönü var mıdır?