Sözlük.21

K

KİM / KİMİNLE / NEREDE / NE YAPTI / KİM GÖRDÜ / NE DEDİ: Çocukluk yıllarından kalma bir oyun. Bu kahkaha dolu oyun Selçuk Baran’ın satırlarında insanın canını acıtan bir törene dönüşür. Elbette öykü kahramanı karı-koca da gülerler ama hüzünlü aşklarında bu neşenin sonsuz olmayacağı bellidir. Dünyanın boşalması ile canı yanan koca kendi gerçekliğinin sınırlarına hapsoldukça kahrolur kadın; oysa ne de çok sevmektedir. “Çokbilmiş Nancy Reagan pala bıyıklı Afgan partizanlarından biriyle Adana’da kebap yedi. Bunu gören Prenses Diana kıskançlığından ‘çat’ diye çatladı,” diye kahkahayla başlayan oyun, “Mutlu B. İle çaresiz A. Issız kırların ortasında buluştular. Al küheylanı aradılar. Onları çoban gördü. Al küheylan şu kayalığın arkasında, dedi ve hemen uzaklaştı,” diye buruk biter. Koca kayalığa doğru kararlı adımlarla yürürken “al küheylanına” kavuşacağının bilincindedir.

(Selçuk Baran, Al Küheylan)

Meraklısı için not: Öykü sözlüğünde adım adım ilerliyoruz. Sizlerden de katkılar geliyor, “Yorumlar” bölümüne. Okuduğunuz bir öyküden aklınıza takılan bir imge, bir kelime, bir karakter, bir sahne bu sözlüğün maddelerinden biri olabilir.

Comments (2)

KAR
Kar hafiften atmaya başlamıştı,birazdan tipiye çevireceği belliydi.Başımda bere,ellerimde eldiven olduğu halde buz kesmiş yüzümle hızlı fakat kayıpta bir yerimi kırmamak için dikkatli yürümeye çalışıyordum.
Karakış başlıyordu.Küçükken bilmediğim kara hayrandım.Hani kartpostallardaki yeşil ağaçların üzerindeki bembeyaz örtü yada kardan adam resmi ve oynayan çocuklar…Özlem duyardım,isterdim ki hep kar yağsın…Şimdi ise yolda yürürken eve varsaydım da başlasaydın,olmaz mı diyorum,kendi kendime…
Sonunda düşündüğüm başıma geldi.Kaydım!!!Bir güzel yerdeyim.Allah’tan düşünce kendine gülebilen biriyim.
İşte tam kalkayım karlardan derken, karşımda gördüğüm bir çift kömür karası boncuk gibi gözle gözlerim karşılaştı.Sekiz,dokuz yaşlarında olmalıydı.Ben yerde hala oturduğumdan aynı boyda duruyorduk.’’Ver elini abla’’dedi.Ona sevgiyle ve daha dikkatlice baktım.Ş.Ö(KAR VE SEN KÜÇÜK DOSTUM'dan)

ne zaman selçuk baran'la ilgili bir şeyler okusam küskünlüğü ve onarılmazlığı geliyor aklıma. hem de bütün karakterler kuruluyor karşıma, öyle iyi anlatılmışlar. hesap soruyorlar yeniden. belki de "ceviz ağacına kar yağmıştır" kimse bilmese de zaferini anlatıyordur bilmediğimiz birine. teşekkürler bu yüzden..

Leave a comment