Murat Gülsoy‘un bir önceki romanı İstanbul’da Bir Merhamet Haftası‘nın Makedonca baskısı haberinin üstünden bir ay geçmeden, yeni roman geldi: Karanlığın Aynasında. Murat’la Hayalet Gemi yıllarından bu yana süren dostluğumuzu bilen bilir. Bu dostluğun sayısız ayrıcalığından biri de, Murat’ın kitaplarını baskıya gitmeden okuma şansımın olması. Yakın bir arkadaşımın romanı hakkında övgüler düzmeyeceğim, bunu yaparsam soğukkanlı davranmadığımı düşünenler olabilir. Zaten birbirimizi “ağırlamak” konusundaki mesafeli tutumumuzu seviyorum, bir blog sahibi oldum diye bu huyumdan vazgeçmeyeceğim. Ancak, yine de bir şeyler fısıldamak istiyorum: Murat…
Hayalet Gemi
Kesekağıdı yapmayı dedemden öğrendim. Gençliğinde geçirdiği bir kaza yüzünden iki ayağı da sakat kalmıştı; çift bastonla yürürdü. Gazetede yazardı. Ancak üç çocuğunu okutabilmek için ömrü boyunca ek işler yapmış; muhasebe kayıtları tutmak, özel ders vermek… Geceleri de okunmuş gazetelerden kesekağıdı yaparmış. İlkokuldayken seslendirme yapardım ancak buradan gelen para evin bütçesine katılırdı. İstediğim kitapları-dergileri alabilmek ise harçlığımın başarabileceği bir şey değildi. Tutkal yapmayı, gazeteyi firesiz katlayıp kesekağıdı yapmayı dedemden öğrendim. “Yaparken değil ama gazetelerdeki eskimiş haberleri okurken çok zaman kaybedeceksin,” demişti….