Bir süre önce genç bir gazeteci, Çağla Melek Kaçarlar, Milliyet Blog‘daki sayfası için bir söyleşi yaptı benimle. E-posta ile gelen kısa sorular yine e-posta ile cevaplandı. Söyleşinin konusu “İstanbul” idi. Böyle bir konu için doğru isim olmadığımı söyledim önce; ne de olsa çocukluğu ve gençliği Ankara’da geçmiş biriyim. Bir şehri çocuk gözlerle görmenin, genç heyecanıyla arşınlamanın bıraktığı kalıcılığa inanırım. Yine de, elbette, benim de bir İstanbul’um var… Hatta ne yalan söyleyeyim, öykülerime baktığımda, Ankara’dan çok İstanbul’u görüyorum. Örneğin “Bir de…