Geçmişin cevaplanamayan sorularıyla uğraşmak, gerçekten zorlayıcı olabilir. İnsan doğası gereği, geçmişteki belirsizlikler ve karışıklıklar bugünkü düşüncelerimizi etkileyebilir. Bazen bu durum, içsel bir huzursuzluğa veya belirsizlik duygusuna neden olabilir. Ancak bu soruları kabullenmek ve anlamaya çalışmak, huzur için önemli bir adım olabilir. Bazı zamanlar, bu soruları sorgulamak bize derinlemesine bir anlayış ve kabullenme sağlayabilir. Peki ya kabullenemiyorsak? Ya anlam veremiyorsak? Anlamlandırmak için attığımız her adım, daha derin bir karanlığa götürüyorsa bizi? O zaman belki de kabullenmek yerine, anlamlandırma çabamızın kendisi bizi…