Kitap kulüpleri üzerine ne zaman bir şey yazsam ya da paylaşsam, yorumlarda hemen şu cümleyle karşılaşıyorum: “Bizim kulübümüz çok değerli, mutlaka üye olmalısınız.” Herkes kendi kulübünü övüyor, kendi buluşmasını merkeze koyuyor. Oysa bana kalırsa değerli olan tek tek kulüpler değil; okurluğun kendisi. Çünkü kulüpler gelip geçici olabilir, dağılıp yeniden kurulabilir. Ama ortak olan şey, kitapla kurduğumuz bağdır. Kitap kulüplerine dair sohbetler açıldığında da durum bu, hem övgüler hem de eleştiriler aynı masada toplanıyor. Bir yanda okurun yalnızlığını kıran, kolektif bir…
