Bir mekan, sadece bir “mekan” değildir kimi zaman. Düşüncelerin, duyguların, kültürel değerlerin buluşma noktasıdır. Dostlarla birlikte olunan yerdir. “Ben” olmaktan” biz” olmaya geçilen zemindir. Paris’teki Café de Flore’yi ilk gördüğümde bunu düşünmüştüm. Jean-Paul Sartre, Simone de Beauvoir ve Albert Camus’nün buluştuğu bir günü hayal etmiştim. Geçenlerde bu ünlü kafenin de bulunduğu Saint-Germain-des-Prés semtini her yönüyle anlatan Boris Vian kitabı Saint-Germain-des-Prés Rehberi‘ni okuyordum. Kitabında bölgedeki bütün isimlerin “takıldığı” caz barları da anlatıyor iki gözümün nuru Vian. Bu barlarda sadece caz müziği…