Andrey Platonov’un hayat hikayesinde en çok ilgimi çeken nokta ölümü oldu: “Zorunlu çalışma kampından dönen oğlundan kaptığı tüberkülozun ilerlemesi sonucu 1951 yılında öldü.” Devrimin dinamikleri içinde inişlerle-çıkışlarla geçen bir hayatın hazin sonu. Oğlunun akıbeti elbette merak konusu… Platonov’un “İnek” isimli öyküsünde, bir başka oğlun, demiryolu bekçisinin ilkokul öğrencisi oğlu Vasya Rubstov’un, çocukluktan ergenliğe hatta erkekliğe geçiş sürecini okuyoruz. İki dünya ortasında bir noktada Vasya: Bir tarafta buzağısı hastalanan inekleriyle yaşadığı içedönük dünya, diğer tarafta trenle-teknolojiyle-trenin gittiği coğrafyalarla vücut bulan dışadönük…