Patti Smith, İstanbul’daydı. Zorlu PSM sahnesindeydi. İzlediğim en iyi konserler listesi yapsam, kesin yazarım bu konseri. Konserden öte bir şeydi zaten. Müzik tarihiydi, şiirdi, sevecendi, saldırgandı, ölümdü, doğumdu, barıştı, öfkeydi, anneydi, babaydı… Ayindi. Gloria, Redondo Beach, Free Money, Birdland, When Doves Cry, Because the Night, My Generation ve çok haha fazlasıydı. Bir pagan dansıydı, gitarın sapında tonlarca basıncı taşıyan tellerin kopuşuydu. Bu harika fotoğraf Muhsin Akgün‘ün imzasını taşıyor. Instagram hesabından aldım Fil Uçuşu’na koymak için. Muhsin’in o gece harika fotoğraflar…
Patti Smith
Son zamanlarda çevremdekiler sıklıkla büyük şehrin gürültüsünden patırtısından bıktıklarını, uzaklara gitmek istediklerini söylüyorlar. Demek ki artık bunu duyacağım yaş kuşağına gelmişim. Anlatılan hayallerde, çokça karşıma çıkan bir sahne var: Otların arasına sırt üstü yatıp, uzun uzun gökyüzünü seyretmek. Tıpkı Patti Smith’in çocukluğundan gelen o büyülü görüntü gibi. Büyülü görüntüler, beklenmedik imgeler hep John Fowles’un Yaratık/A Maggot romanındaki önsözü aklıma getirir. Bu önsözde, bir imgenin öylesi bir romana dönüşmesinin hikayesini anlatır Fowles. Beklenmedik bir imge, zihnin koridorlarına çarpa çarpa ilerler. Tıpkı…