Geç kalmış bir veda yazısı bu… Temmuz ayının başında yazılmalıydı. Sarnıç Öykü’nün veda ettiğini okuduğumda. Edebiyat dergilerinin ömrü vardır, bilirim. Böylesi tecrübelerim oldu, dergiciliğin nasıl dertli iş olduğunu yaşamış bir kişiyim. O yüzden şaşırmamak gerekiyor ama olmuyor işte. Yine de şaşırıyor, üzülüyor insan. Sarnıç Öykü de geldi geçti. Ocak-Şubat 2015 tarihli 21 numaralı sayısında, “İki Şiirin Arasında” ile beni kapağa taşmışlardı. Yazarın bir kitabının merek altına alınmasının, her yönden çekiştirilip incelenmesinin değerini bilemezsiniz. ‘Boş yere öven’ değil, ‘inceleyen’ bir dergiydi…
Sarnıç Öykü
İpekli Mendil. Uzun süren bir yolculuk ve sonrası… Fil Uçuşu’nda İpekli Mendil ile ilgili bir yazıya yer vermedim. Oysa, bu blogun da kitabın oluşumuna katkısı var. Sarnıç Öykü’nün şu anda raflarda olan sayısında, İpekli Mendil’e de yer verildi. Fil Uçuşu’na o yazıyı almak istedim. Çünkü İpekli Mendil ‘i hazırlayanların cümleleri var burada. İşte Sati Faik’e saygılarımla diye başladığım o yazı ve kitabı hazırlayanların görüşleri… İçinde öyküler olan bir sözlük: Okumayı, öyküleri sevenler için, içinden mutluluk geçen bir sahil kasabası demek….