Uluslararası Gümüşlük Müzik Festivali, daha fazla ilgiyi hak etmiyor mu?

18.Uluslararası Gümüşlük Müzik Festivali, 24 Temmuz Cumartesi akşamı Antik Taş Ocağı’nda başlayacak. Devlet Sanatçısı, Piyanist Gülsin Onay ve Ancyra Ensemble’ın birlikte sahne alacağı açılış konserini, Şef Nisan Ak yönetecek.

Festivalin basın toplantısı 5 Temmuz’da çevrimiçi olarak yapıldı. Açıkçası yoğun bir basın ilgisi olduğunu söyleyemem. Oysa Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın ve Festival Direktörü Eren Levendoğlu’nun konuşmaları kısa ve bilgilendiriciydi. Gülsin Onay festival programını tek tek, içerikleri hakkında kısa bilgiler vererek, harika bir sunumla açıkladı. Ayrıca festivalin arkasında kurumsal sponsorlarla birlikte Hollanda Kraliyeti Büyükelçiliği ve İstanbul Başkonsolosluğu, Institut Français Türkiye İzmir’in desteği var. Yani kaderine terk edilmiş bir festival falan değil karşımızdaki. Uluslararası Gümüşlük Müzik Festivali içeriğiyle, kadrosuyla, destekçileriyle, tecrübesiyle, amacıyla ve sonucuyla değerli bir festival.

Geçtiğimiz yıllarda festival konserlerine gittiğimde hep şunu düşünürdüm: Bu festival, Bodrum’a ve Gümüşlük’e gelen tatilciler için mi yapılıyor, yoksa öncelikli hedef kitle yerel (ve zamanla yerelleşmiş) halk mı? Elbette keskin sınırlar çizerek ayrım yapmaya gerek yok, herkes katılabilir, katılmalıdır. Üstelik festival yerel halka, sonradan Bordum’a yerleşenler arasında bir diyalog kurulmasını da görev ediniyor kendine. Bununla da yetinmiyor, insan-doğa arasında diyalogda da güçlü bir pozisyon alıyor. Sürdürülebilir yaşam misyonu ile yeşil enerji formülünden vazgeçmiyor, yenilenebilir kaynaklardan üretilen yeşil enerji ile gerçekleştiriliyor.

Peki neden hem basında hem de Gümüşlük halkında hak ettiği ilgiyi göremiyor? Burada klasik müziğe olan ilgi, yazlıkçıların eğlence anlayışı, programda “star” isim azlığı gibi bahanelere sığınmayacağım. Sadece bu konunun, festival paydaşları ve yerel yönetim tarafından tartışılmaya açılması gerektiğini söylemeliyim. Yerel yönetimlerin festivallerdeki rolü “destek” verip sonra da ertesi yılı beklemek olmamalı. Bunu sadece bu festival için değil, hepsi için söylüyorum. Bu festival, basın toplantısından konserlerine, ustalık sınıflarından çocuk programlarına, her bir aşamasında çok daha büyük bir ilgiyi hak ediyor.

Yıllar önce Cannes Film Festivali’yle ilgili okuduğum bir başarı cümlesi hep aklımdadır. Bir yöneticinin cümlesiydi sanırım, sonra kaynağını bulamadım. Şu minvalde bir şeyler anlatıyordu… Festival ekibinin başarılı bir festival yapacağından zaten emin olduklarını, sinemanın kendi başarısını zaten kuracağını söylüyor ve “Bizim öncelikli başarımız bu festivalle kasabanın halkını ve esnafını heyecanlandırmak. Onlar sahiplendikçe güçleniyoruz.”

Bütün yerel festivallerde bu bakış açısı aklıma gelir. Bir festivalin uluslararası gücü, öncelikle fena halde yerel bir güç elde etmesiyle başlıyor.

Bu arada Eren Levendoğlu’nun basın toplantısında ARTS MAP’ten söz etmesi de önemliydi.

ARTS MAP Projesi’nin temeli, Kasım 2017 – Şubat 2019 tarihleri arasında Hollanda Ankara Büyükelçiliği ve Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu’nun İKSV Kültür Politikaları Çalışmaları departmanı ile işbirliği içinde başlattığı kültürel keşif projesi ile atılmıştı. Şimdi de sanatçılar, kurumlar, sivil toplum örgütleri, kamu ve bireyler arasında sürdürülebilir diyaloglar geliştirmeyi amaçlayan sanat ve kültür alanına yönelik bir dijital platformu olarak, güçlü bir yapıya kavuştu. Uluslararası Gümüşlük Müzik Festivali’nin bu diyalog havuzunda olması çok değerli. Tam da burada aynı sözü tekrar edeceğim: Bu diyalog havuzunda, Gümüşlük’ün (yani yerelin) sesini duyurmak gerekiyor.

Her yıl ‘Suda’, ‘Kumda’ ve ‘Taşta’ konseptiyle düzenlenen festivalde bu yıl 17 konser, 2 ustalık sınıfı öğrenci konseri ve 2 DJ performansı gerçekleşecek. Güçlü bir program var: Hollanda’dan North Sea String Quartet; Güney Kore’den genç piyanist Kisuk Kwon; müzik yaşamını Hollanda’da sürdüren Meral Polat Caz Trio; İspanyol piyanist Pablo Galdo; Gürcistan’dan Piyanist Valerian Shiukashvili; keman, çello ve piyanodan oluşan Nova Trio; Piyanist Barış Büyükyıldırım; Hakan Başar Caz Trio; keman, çello ve piyanodan oluşan Trio Likya; Sırp piyanist Zoran İmsirovic; Elif Çağlar Caz Quartet; Fransız çelist Henri Demarquette ve piyanist Özgür Ünaldı ; Hollanda’dan Trio Reijseger Fraanje Sylla birer konser verecek.

Bu yıl festivalde bir konser izleyebilecek miyim, bilmiyorum. Bir süredir Gümüşlük’le aramıza mesafe girdi. Neyse, bu da başka bir konu. Ama Temmuz’un son haftası ve Ağustos boyunca orada olacaklara, en azından bir konsere gitmelerini tavsiye ederim.

Leave a comment