Yeni Bir Başlangıç: Sen…

Sen,

Başka ne diyebilirim ki sana? Sen sen’sin, ben de ben. Biz olmak için gösterdiğim aptalca çabanın sonunda sadece bunu öğrendim. Ben ne yaparsam yapayım, sen tersini yapacaktın. Aramızdaki bu dengeli ters’lik asla değişmeyecekti, değişemezdi. Değişmemek konusunda gösterdiğin inada, ancak kendimle kalarak yanıt verebilirdim. Ama o zaman da bencillikle suçlanacaktım. Zaten öyle olmadı mı?

Sana her baktığımda kendimi görmekten bıkmasaydım, böylesine bencil olur muydum? Ardına sakladığın sırrın gizemini çözmüş olsaydım, böylesine kopar mıydım senden? Sende başka bir dünyayı da görebilmenin büyüsüne kapılamasaydım, bu kanlı romansın tuzağında debelenir miydim? Kırabilirim seni, paramparça edebilirim… Ellerimin kesilmesine, kanımın sana bulaşmasına aldırmadan hem de. Ama seni kanatmak istemiyorum ki… Yaralanmamı bekleme o zaman. Sadece yeni bir başlangıca izin ver…

Comments (5)

Teşekkür ederim, 'aynılık' içindeki 'farklılığı'
bu kadar güzel anlattığınız için. Ve merak
ederim hep, kim daha bencildir? Birine
bencilsin diyen mi yoksa bencilin kendisi mi? Bencillik ölçer var mıdır?

önce okudum, sadece okudum. sonra yetmedi bu kısmı "Kırabilirim seni, paramparça edebilirim… Ellerimin kesilmesine, kanımın sana bulaşmasına aldırmadan hem de. Ama seni kanatmak istemiyorum ki… Yaralanmamı bekleme o zaman. Sadece yeni bir başlangıca izin ver…" bir daha okudum. Derken yorum yazdım. yorumum yorum olmaktan çıktı, hislerim olarak döküldü. Buradan aldım, kendi postum yaptım. Sizin kaleminiz hissettirdi, ben de yazdım. Burada da bırakırdım ama sanki yazıya ekleme hadsizliği gibi duruyor diye yazamadım. O değil de, ben tırnak içine aldığım kısımda çok fena kaldım…

bazen sadece okuyup üzerinde düşünüp, geçmek gerek. işte o bazı zamanlar dan bir an..ama yorumsuz kalamıyor gene..

Her satır çok güzel de ben en çok 'kanlı romans'ı sevdim galiba..

sadece yeni bir başlangıca izin ver…

Leave a comment