Yeni Bir Başlangıç: Sevgili…

Sevgili,

Ah, kusura bakma. El alışkanlığı işte. “Sevgili” sözünün seni rahatsız edeceğini düşünemedim. İnsan bazı şeyleri rahatlıkla kabul edemiyor. Kalem dursa, dil durmuyor. Dil kilitlense, beyin özgür bırakıyor. Beyin tutuklansa, ruh kaçıp gidiyor. Ne kadar garip değil mi? Senin kaçışında, ruhun herşeyden önce davrandı. Bedenin koşamadı, beynin uzun süre direndi. Sözlerin… Sözlerin hâlâ benimle. Zaten ben bir tek sözleri severim.

Yine de kimi sözlerin seni rahatsız edeceğini bildiğimden baştan başlamak istiyorum. Ama geçmişi silmeden. Hani o kentin en çağcıllaşmış bölgesinin, en paralanmış insanlarının gittiği ayakkabı tamircisi gibi. Allanıp pullanmış bir dükkanın başköşesinde, dünyanın merkezine çakılmış altın bir çivi gibi görkemli duran örsünün başındaki gururlu ayakkabı tamircisi gibi. Geçmişi benden çok sen severdin değil mi? Silmemi isteme o zaman. Sadece yeni bir başlangıca izin ver…

Yorumlar (3)

Yazdıklarınızı okuduğumda tanıdık bir hikaye olduğunu fark ettim. İnsan bazen kendi hayatıyla özdeşleştirdiği bir şeyleri fazlasıyla benimseyebiliyor bazen de hiç gerek yok o şeyi canına katabilmesi için tanıdık olmasına. Ne garip…Teşekkürler 🙂

Yeni bir başlangıç…Yeni başlangıçlar eskinin izlerini silebilir mi? İnasn gerçekten geçmişi unutup, yeniden başlayabilir mi? Yada aynı suda iki kez yıkanılabilir mi?

tanıdık bir hikaye benziyor 🙂

bir yorum bırakın