995 km

Biten bir yılın son aylarında her konuda “en iyiler” listeleri yapılır. Yılın en iyi albümleri, yılın en iyi filmleri, yılın en iyi kitapları… Bu listelerin kimi “bence” diyebilen listelerdir. Kimileri çok üstten bir yerden konuşur, “Biz en iyi diyorsak, en iyisi budur,” havasındadır. En iyiler? Kime göre, neye göre? Teraziyi kim tutuyor?

Bir yönüyle de iyidir bu listeler. Hafıza kaydı gibidir. Farklı listeler, yıl içinde yayımlanan farklı kitaplara işaret eder.  Okurlar da bu izleri takip ederek kendi listelerine ulaşabilir. 

Benim için bu yıl oluşturulacak bir listenin en tepesinde Murathan Mungan’ın romanı 995 km var. Kişisel tercihim kayda geçsin diye adını anmak istedim. (Romanla ilgili bir eleştiri okumak isteyenlere Behçet Çelik’in K24’te yayımlanan “Bir yetimden tetikçi yaratan karanlık” başlıklı harika yazısını öneririm)

Mungan’ın büyük bir dil ustası olduğunu söylemeye gerek yok. Roman kurgusu içinde dil becerisini gözümüze sokmadan sergiliyor. Bunu yaparken romanın tonunda istediği anda maharetli dönüşümler gerçekleştiriyor. Polisiye romandan gerilime, casusuluk romanından korkuya kadar gidip gelen bir sarkaç yaratıyor adeta. Siyasi analizlerini, kurmacanın dışına çıkmadan yapıyor. Edebi metni, bir “ben bilirim mektubuna” dönüştürmüyor. Özellikle mekan oluştururken, betimlerken çok ustaca dokunuşlar yapıyor. Mekan – karakter – olay üçgeni, hem okuma zevki verecek hem de isteyene ders olacak netlikte.

Bu roman üstüne daha sonra uzunca yazmak isterim. Şimdi heyecanım geçmeden birkaç not alayım ve kendi listemin en üstündeki romanı da anmış olayım istedim.

Mungan’ın okuru olmak insana iyi geliyor.

bir yorum bırakın