Eva Cassidy dinlerken bir şeyler için… İyi gelir!

Yeni yıla güzel şeyler söyleyerek, umutlarla başlamak gerekir. Gerekir mi? Neden böyle bir gereklilik olsun. Bir yılda öbür yıla geçişle, takvimdeki rakamın artışıyla büyük değişiklikler olacağına inanlardan değilim. Ama umudu canlı tutmalı, enseyi karartmadan adım atmalı.

2013 blog yazıları konusunda, önceki yıllar kadar çalışkan olmadığım bir yıl oldu. Dilerim, bu yıl daha çok çalışırım.

Yeni yılın ilk yazısında çok şey söylemek istedim. Ama her yazıya, her duruma bir anlam yüklemeyi sevmem. Yıl boyunca yaşadıklarım zihnimde nasıl olsa. Çıkar bir gün, bir yerlerden. Sadece şunu demek yeterli şimdilik: Hırs, ikiyüzlülük ve kibir, ne kadar makyaj yaparlarsa yapsınlar, hemen kendilerini belli ediyorlar.

Sözü uzatmadan, bir şarkıyla başlamak istedim yeni yıla. Nedendir bilmem, aklıma Eva Cassidy düştü. Bilenler bilir hikayesini; 1963 doğumlu, Amerikalı bir şarkıcı Cassidy. Country-gospel şarkılarının tarihinde hüzünlü bir hikaye… İlk albümü, yanılmıyorsam, 1992 tarihli. Ama daha iyi bilinen albüm, doksanların ikinci yarısında yayınlanan ve benim de çok sevdiğim Live At Blues Alley. Bu albüm, belli bir dinleyici kitlesine ulaşmasını sağlamış ama açıkçası çok da tanınmış, albümleri çok satan bir şarkıcı haline getirmemiş Eva Cassidy’i. Zaten hikaye daha fazla ilerlemeden sonlanmış. Cassidy, bir deri kanseri türü olan melanoma yüzünden 1996 yılında hayatını kaybetmiş. 33 yaşındayken.

Sonrasında bir BBC yapımcısının şarkılarını yayınlamasıyla ünlendi Cassidy. Ben de ilk olarak o yıllarda dinledim. Uzun bir gecenin tek konusu ve sohbeti olmuştu bu hüzünlü ses. Cassidy’nin hüzünlü hikayesi, bir başka hüzünlü hikayeye, Judy Garland‘a savurdu beni. Sonuçta da Over The Rainbow‘a kadar geldim.

Çok yorumu var bu şarkının. En güzeli bu mudur, bilemem. Ama bizi öfkeyle ve hüzünle imtihan eden 2013’ün ardından, bütün erken ölümlere öfkemle ve hüzünle paylaşıyorum.

Eva Cassidy, Over The Rainbow söylerken bir şeyler için… İyi gelir.

Comments (2)

bu şarkı her dinlediğinde herkesi bir şekilde etkiler mutlaka tıpkı beni de etkilediği gibi.
ama yıllar önce işsanat ta Diane Schuur dan dinlediğim gerçek anlamda olağanüstüydü.
bundan sonra en etkileyicisi dave brubeck in love songs albumundekidir. aslında o albümde bir "la paloma azul" var ki….

paylaşım için teşekkürler

Leave a comment