Yağmur Yağmadan

(Genç Adam oturmuş. O konuşurken yavaşça Genç Kadın ve Sahaf gelirler,
ayakta dururlar. Üçgenin birbirine eşit mesafede duran köşeleri gibidirler.)
GENÇ ADAM
Hava ne kadar garip bu gün. Sabah güneşliydi, şimdiyse fırtına kopacak
gibi…
(Birden gözleri parlar.)
Fırtına deyince aklıma gelen tek hikâye buydu. Aslında tek istediğim
mutlu, kahkaha atmaktan korkmayan hatta deyim yerindeyse komik birer kelebek
olan insanların hikâyesini anlatmaktı. Komik kelebekler… Metaforun son durağı.
Ne kadar çabalasam da büyük sözler etmeden yazamıyormuşum. Bir yerde durmayı
bilmem gerekiyor. Öğrenmem gerekiyor.
(Ayağa kalkar. Gitmek üzereyken, Genç Kadın’a ve Sahaf’a bakar. Biraz
da büyük bir söz etme gayretiyle fısıldar.)
Yine de unutmamalı; fırtınayı anlatan hiçbir hikâye, yağmur yağmadan
bitmez.
(Yağmurun ilk damlaları, karanlıkta dans etmeye başlamıştır bile…)
Not: Karbon Kopya adlı hikaye kitabımın Metafor adlı öyküsünden 20nci bölüm…

Yorumlar (1)

Yazılarınızı okurken kulagımda sızın sesınız oluyor.

bir yorum bırakın