İşte şimdi ne anlatacaksam anlatabilirim değil mi? Sana dostum dediğimde bundan rahatsız olduğun anları unutarak sözlerime başlayabilirim değil mi? Önce dost olmalı, dediğin halde, bunu duyduğunda nasıl da sinirlendiğini hiçe sayarak yazmaya başlayabilirim değil mi? Başlayamam. Korktuğumdan, çekindiğimden ya da kendime yasaklar koyduğumdan değil. Seni kırmak istemediğimden başlamam. Herşeyden önce dostun olmanın ne kadar önemli olduğunu, içimde yaşamak istediğimden başlamam. Kimi sözlerin, söylenmedikçe parladığını bildiğimden başlamam.
Denizaşırı bir ayrılık, günlerce telefonla haberleşmemize neden olmuştu hani. Dünyanın en yeşil kentinden cırcır böceklerinin seslerini dinletmiştin bana. O an yanında olmak istemiş, ama diğer ayrılıklarımızdan daha büyük bir korkuyla sarsılmıştım. Aramızda yollar olsa koşarak gelebilirdim, ama denizlerin ötesindeydin ve bilirsin iyi yüzemem. “Ben sana öğretirim,” demiştin. “İnsanlar zayıflıları olarak gördükleri şeylerin sevgililerince bilinmesinden utanabilir, ama dostlarla herşey paylaşılır. Dostun olan yönümle, ben sana öğretirim.” Belki dostum olan yönünle, sana gelmemi sağlayacak kulaçların nasıl atılacağını öğretirsen yeniden başlayabilirim. Boğulmadan tut beni. Sadece yeni bir başlangıca izin ver…