Yetmez.
Bütün şarkılarını dinledim. Defalarca. Farklı yaşlarımda, farklı ortamlarda.
Yetmez.
Yazdıklarını okudum. Hakkında yazılanları.
Yetmez.
Bütün bu yaptıklarım Leonard Cohen’in “bana” iyi gelmesi için yaptıklarım. Ama o “dünyaya” iyi gelen bir ozan. O iyiliğin nedenlerini, kaynaklarını anlayabilmek zor. İşte o nedenle, yetmez.
Kısa süre önce, son albümünü tamamladıktan sonra “Ölmeye hazırım” demişti. Büyütmeden, altını çizmeden söylemişti bunu. Hatta sonrasında rahatsız olmuş, o söyleşinin ve albümle iligili görüşlerin bu cümleyle sınırlı kalmasını sevmemiş ve cümlesinin biraz yanlış anlaşıldığını söylemişti. Yanlış anlaşılacak bir şey yoktu üstelik. Öylesine doğallıkla ve bilgelikle söylemişti ki bunu. “Tamam,” demişti, “tamam, üretmeye devam edeceğim, daha yapacaklarım var ama bir yandan da hazırım. Yeter ki fazla sıkıntı yaratmasın bu ölüm, ne bana ne de dünyaya…”
İlk duyduğum andan beri bu cümleyi düşünüyorum. Bu cümlenin söyleniş anını. Duygusunu. O sabah nasıl uyandığını, tam o anda zihninde neler olduğunu… Ölümü bu kadar normal, zamanı kontrol edilebilir görmesinin ve göstermesinin ardında yatanları.
İlk duyduğum andan beri, defterime not ettiğim andan beri aklımda bu cümle. Bu sabah aldığım haberle daha da yer etti içime. Ceket cebimde taşıyacağım bir cümle oldu. Samimiyetle söylüyorum. Cohen’in bilgeliğine erişmem mümkün değil. Ancak kopya çekerim ondan. Günü gelince bu cümleyi, ondan kopya çekerek defterime yazdığım bu cümleyi fısıldayacağım ben de. “Tamam, artık ölmeye hazırım.”
Ankara’da dinlerdim. Kanada’nın kışı kadar soğuk gecelerde. Neden bilmem ama coğrafyaları da, yalnızlıklarımızı da benzetirdim. Belki de o zaman başlamıştım ondan kopya çekmeye. Gitarla şarkılarını çıkarmaya çalışırdım. O zamanlar şarkı “kulaktan” çıkarılırdı, nota bulmak olanaksızdı. Birkaç şarkısının notalarını bulup fotokopi çektirdiğim günü hatırlıyorum. Bir gün uzun uzun yazarım belki, Cohen şarkılarıyla maceramı. O macerada aşklar da var, acılar da…
Leonard Cohen, bugün dünyadan ayrıldı. 82 yaşındaydı.
Dünyanın en güzel kaybedeniydi.
Çivisi çıkmış dünyayı güzelleştiren isimlerden biri daha gitti.
Eksildik biraz daha.
Elveda.
Hep düşünmüşümdür..hayat bu boşluğu doldurabilecek mi..ve nasıl..
Daha bu sabah, ofis arkadaşlarıma bir şarkısını çalarken, 82 yaşında albüm çıkartarak, yaratmanın yaşı olmadığını kanıtladı diyordum, ki netten bunun, yarattıklarının sonu olduğunu öğrendim. Boğazıma kocaman bir ceviz takıldı sanki.
Ruhlarımızı besleyen değerli bir kaynağı daha yitirdik. Yavaş yavaş, aşina olduğumuz, sevdiğimiz suretler siliniyor. Biraz daha yalnız kalıyoruz. Tek avuntumuz, kendi sonumuza kadar dinleyeceğimiz eşsiz melodileri.
Bunu soyleyen gidiyor arkadas! Denedim.