Erol Pekcan, babamın arkadaşıydı. Birkaç kere ailece akşam oturmasına geldiklerini hatırlıyorum. Kibar ve şıktı. Ama beni daha çok ilgilendiren bir “davulcu” olmasıydı. Evdekiler “baterist” derdi. Muhteşem caz bateristi Erol Pekcan.
Tuna Ötenel adı ise bana gençlik yıllarımda gittiğim konserleri, kimi zaman kaçak girdiğim klüpleri hatırlatır. Ama daha çok Berrin Abla’yı. Seslendirme stüdyolarının bana tanıttığı en güzel insanlardan biridir Berrin Ötenel. Aradan yıllar geçti. Sağlık sorunları yüreğimizin üstüne bir fil gibi oturdu. Ama duygusal hiç kopmadık Tuna-Berrin Ötenel çiftiyle.
Kudret Öztoprak ile tanışmadım. Ama Türkiye’de caz müziğinin gelişmesi için yaptıklarını biliyorum.
Bu iç ismi buluşturan efsane bir albüm “Jazz Semai” plak formatında yayınlandı. Rainbow 45 Records‘un müzik dünyamıza yaptığı katkılar bitmiyor anlayacağınız. Arkadaşım Afşin Akın bu kahramanlığa devam ettikçe, ona destek vereceğim. Bu desteğin nedeni arkadaşım olması değil, yaptığı işe inanmam. Kim yayınlar ki Jazz Semai gibi bir albümü? Ancak müziğe gerçekten inanan biri yapar bunu… Teşekkürler Afşin.
Plak çıkınca twitter’a şöyle yazdım. Tekrar edeyim:
Bu plağı dinlemek, müziğin kilometre taşında oturup fotoğraf çektirmek gibi.
Şu anda albümü dinliyorum.. Öteden beri sevdiğim bir isimdir Erol Pekcan ve ekibi.. Uzun zaman sonra karşılaşılan dostla sıcak bir sohbet gibi buluşmamız şu anda 🙂 Teşekkürler bay Yekta 🙂
Dinlemeli, teşekkürler.