“Babil’de çevirmenler olsaydı kule yıkılmazdı.”
Her sohbetinden bilgi alarak ayrıldığım, her sarılmasında on bin yıllık sevgi bulduğum Tomo Bey‘in sözleri bunlar. Dostluğa sığınıp Tomo diyorum, ama tam adını yazıp Yetvart Tomasyan diyeyim de ciddi bir giriş yapmış olayım.
Tomo, 1993’ten bu yana harika kitaplar yayımlayan Aras Yayıncılık‘ın kurucularından. Türkçe ve Ermenice yayımlanan kitaplarla, iki dilde yayıncılık yapan az sayıda yayınevinden biri Aras.
Yeni yıla girerken dört harika kitapla kucakladı beni Aras Yayıncılık. Kitaplardan ikisini hemen okuyup bitirdim, biri şu anda başucumda, biri sadece sayfalarında yolculuk yaptığım bir kitap olacak. Şimdi tam da bu sırayla kitapları sizinle paylaşmak istiyorum.
Hemen okuyup bitirdiğim iki kitap Ohan Aşçıyan‘ın Yeni Yemek Kitabı ile Yervant Odyan‘ın Yoldaş Pançuni‘si oldu.
“Yemek kitabı da baştan sona okunur muymuş?” demeyin. 1907 tarihli Yeni Yemek Kitabı benzersiz bir kültür tarihi kitabı. Takuhi Tovmasyan‘ın notlarıyla zenginleşen kitap aynı zamanda bir tasarım harikası. Bazı tarifleri uygulamak imkansız geldi bana, bazılarını deneyeceğim (o tariflere işaret koydum), bazılarını da Tovmasyan’ın önerileri doğrultusunda günümüz malzemeleriyle kotarmaya çalışacağım. Sözlükçesiyle, sunuş yazısıyla eksiksiz bir hazine. Bu kitabın yayınındaki katlısı için dostum Görgün Taner‘e de ayrıca teşekkür ederim.
“Benim yemekle işim olmaz,” diyerek, bunun kültürün bir parçası olduğunu görmezden gelecek aymazlar için de bir kitap var listede. O zaman hemen Yoldaş Pançuni‘yi okuyun. Aleksandr Saruhan‘ın resimlediği bu mizahi roman, ‘her dönemde yeniden okunması gerekenler listesi’ne kafadan girer. Net.
Yoldaş Pançuni okuması başka bir açıdan da iştahımı kabarttı. Önümüzdeki yaz Don Camillo serisini baştan okumak, Aslan Asker Şvayk’ın dünyasına bir kez daha girmek gibi kararlar aldım. Dilerim gerçekleştirebilirim.
Başucumdaki kitap Aşiq û Maşûq. Sarkis Seropyan‘ın derlediği ve çevirdiği masalları Zeynep Özatalay resimlemiş. Peki ne masalları bunlar? Ermenice Kaynaklardan Kürt Ermeni Aşk Masalları.
Aslında üç harika giriş yazısından alıntılarla okurun iştahını kabartabilirdim. Ama Karin Karakaşlı, Sarkis Seropyan ve Celile Celil imzalı bu metnileri de kibarca okura bırakıyorum. Ayrıca madem bir kere daha tasarıma şapka çıkaracağım Hulusi Nusih Tütüncü‘ye ve yayına hazırlayan Rober Koptaş‘a da bir selam göndereyim.
Şimdi diyebilirsiniz ki, “Madem kitabı okuyup bitirmedin, neden öneriyorsun? Ya bitirdiğinde şu heyecanın sönüp giderse?” İyi okurlar bilir ki, bazı kitaplar o heyecan ışığını kıtalar ötesinden yakar. Sönmeyen bir ışıktır o. Ayrıca şu kadarcık heyecanımı da anlayışla karşılayın lütfen. Kitabı elinize aldığınızda ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Sadece sayfalarını karıştırdığım kitaba gelince… Bu kitap İstanbul Balıkhanesi Eski Müdürü Karekin Deveciyan‘ın kaleminden çıkan Türkiye’de Balık ve Balıkçılık. 1915 tarihli kitabı Fransıcadan Erol Üyepazarcı çevirmiş. Yaklaşık 600 sayfalık dev bir inceleme. Avcılık kısmıyla fazla ilgim olmadığından balık türleri, zamanlarında kaldım biraz. Ama kitabın sonundaki 1909-1923 yılları arasında İstanbul Balıkhanesi’nde satılan başlıca su ürünlerinin yıllık miktarları, ortalam fiyatları ve toplam hasılatları tablolarını görünce şapkam kafamdan uçtu. Hatta sonu elime bir cetvel alıp satır atlamadan tabloları okumak istiyorum.
Bakın bir kere daha söyleyeyim Tomo’nun sözünü: “Babil’de çevirmenler olsaydı kule yıkılmazdı.”
İyi ki varsın Aras Yayıncılık. Bize ulaştırdığın kitaplara emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Bir de Foto Galatasaray var ki…..
.
.
.
Teşekkürler