Bilmezsiniz Aşk Nedir

Raymond Carver
25 Mayıs 1938 – 2 Ağustos 1988

Raymond Carver’ın What We Talk About When We Talk About Love isimli harika öykü kitabını 2008 yılında okudum. Kitap “Aşktan Sözettiğimizde Sözünü Ettiklerimiz” adıyla ve Zafer Aracagök çevirisiyle 1994 yılında İletişim Yayınları’nca yayımlanmış ama o çeviri ne yazık ki bende yok. (Keşke yeniden basılsa da, hem ben alsam hem daha çok öykü tutkunu okusa.) Carver, kalemini bir kamera olarak kullanırken, gerçek dünyayla kurmaca arasındaki dengeyi hassasiyetle kuran, kalem-kamerasıyla yazıya döktükleri arasındaki mesafeyi hep koruyan bir yazar. Bütün o parıltıdan arındırılmış anlatısının göz alıcı bir ışık kaynağına dönüşmesine izin vermez ama bir öyküsünü bitirdiğinizde lezzetli yemeklerle dolu bir sofradan (hem de doymamış olarak) kalkmışlık hissi kalır geriye. Bir öykü daha okumak istersiniz. Sonra bir daha, bir daha… Bu fısıltıyla konuşan yazarın, Türkiye’de yeteri kadar okunmadığını düşünmüşümdür zaman zaman. Kasım ayında Can Yayınları’ndan çıkan bir kitap sayesinde öyküleri kadar özel bir hayatın içinden çıkıp gelen Carver’ın şiirleri de derli toplu bir bütünlükle kütüphanelerdeki yerini aldı. Cevat Çapan’ın çevirisi ve önsözüyle yayımlanan kitabın adı “Bilmezsiniz Aşk Nedir”.

Alkole yatırılmış, biraz da bu yüzden bozulmadan yılların içinden geçen olağanüstü şiirlerden birinde, “Sessiz Geceler”de diyor ki usta; “Bir kumsalda yatıp uyuyorum, / bir başka kumsalda uyanıyorum. / Tekne açılmaya hazır, / çekiştirip duruyor halatını.”

Tıpkı öykülerinde olduğu gibi yalın, çoğu zaman gündelik ve hatta giderek yazarın varlığını unutturan bir şiir dünyası kuruyor Carver. Bir yandan da, okur olarak en sevdiğim şeylerden birini yapıp, yazarlığı yolunda yanında olan pek çok isme selam çakıyor dizelerden dizelere geçerken. Günlerdir önerebileceğim çok sayıda şiirden birini, İspanyol şair Antonio Machado için yazdığı “Radyo Dalgaları” şiirini okuyorum döne döne.

(…) Buraya geldiğimde her şeyden uzaklaşmaya çalışıyordum. Özellikle edebiyattan.
Onun gerektirdiği şeylerden ve sonuçlarından.
İnsan ruhunda düşünmek diye bir istek var.
Sakin olmak. Bununla birlikte de
titiz olmak ve sert olmak isteği, Ama ruh
hinoğluhin bir orospu çocuğudur aynı zamanda,
her zaman güvenilmez ona. Bunu da unuttum. (…)

Şiirin başını, sonunu ve çok daha fazlasını okumak isteyenlere “Bilmezsiniz Aşk Nedir”i büyük bir iştahla tavsiye ediyorum.

Comments (5)

Blog'unuzu takibe almıstım ancak bugun ınceleme fırsatı buldum…harika olmus!Emeginize saglık!

http://bernabozkurt.com/

özellikle bugünlerde Raymond Carver okuyan bir okur olarak, (bilmezsiniz aşk nedir'i yeni bitirmiş ve ateşler'i okuyan, "Aşktan Sözettiğimizde Sözünü Ettiklerimiz” kitabını arayıp duran) bendenize yalnız olmadığımı gösteren bu yazıyı keyifle okudum.
en çok "acı" şiirini severim ben okuduklarım arasında…

Büyük bir iştahla tavsiyeyi çantama koyuyorum 🙂

Merhabalar. Bahsettiğiniz Zafer Aracagök çevirisi Boğaziçi Üniversitesi kütüphanesinde mevcuttur. Etik olup olmadığı tartışılır ancak dilediğiniz takdirde kitabın bir kopyasını alıp size ulaştırabilirim.

Aşktan Sözettiğimizde Sözünü Ettiklerimiz..

Ne çarpıcı bir isim. Sırf bu isim üzerine saatlerce düşünülür..

Leave a comment