Bu yıl Caz Festivali’nin yıldızı kim “gibi”?

28. İstanbul Caz Festivali 1-24 Eylül arasında gerçekleştirilecek.

Gazetede yazdığım ya da televizyonda program yaptığım günlerde Caz Festivali, basın toplantısından başlayarak merceğimizin altında olurdu. Gazeteler, televizyonlar festivalin o yılki yıldızının ya da yıldızlarının peşinden koşardı. Bizden istenen de hep bu “merakla beklenen” isimlerle söyleşiler yapmamızdı. Sonunda da gazetelerin hafta sonu ekleri, televizyonların kültür-sanat programları, festivali bir ya da iki konseri öne çıkararak takip ederdi. Bütün yazı “o çoook beklenen isim” üstüne olur, son paragrafta da şöyle bir cümle yer alırdı: “Ayrıca bu yıl festivalde falan, falan, filan gibi isimler de yer alıyor.”

İşte ben o “gibi” sözcüğünün oradaki ışıltısına bayılırdım. Bu ne demek biliyor musunuz? Diyelim ki yazı için 2000 vuruşluk bir alan var. 1800 vuruş boyunca “o çoook beklenen isim” anlatılmış. Kalan 200 vuruşta diğer konserlerden söz edebilecek tek cümle hakkınız var. O hakkınızda da size tanıdık gelen bir iki müzisyenin, grubun adını geçirip gerisine de “gibi” diyorsunuz.

Koskoca müzisyen, İstanbul Caz Festivali’nde sahneye çıkıyor ve “gibi” oluvermiş. Hayat ne acımasız!

Bu uzun girişten sonra gelelim bu yılın festivaline. Elbette yıldız isimler var. Arlo Parks konseri kaçırılmaz örneğin. Hem de 2021 başında yeni bir albüm çıkarmışken dinleyeceğiz İngiliz ozanı. Aynı şekilde Angelique Kidjo konserinin biletleri de satışa çıkar çıkmaz tükenecektir.

Arlo Parks

Yeri gelmişken şu “satışa çıkar çıkmaz tükenme” meselesinden de söz edelim. Bu hava atmak için söylenen bir söz değil elbette. Festival düzenleyicinin elini sanatçıya karşı güçlendiren, sanatçı menajerinin elini diğer festivallerle yarışta güçlendiren önemli bir veri. Moral yükseltme becerisinin yanısıra festivaller arası yarışta bir güç. Diyeceğim o ki, kendinize bir konser seçtiyseniz, biletini çıkar çıkmaz alın. Hem havanız olur, fena mı?

Kenan Doğulu, Karsu ve Mabel Matiz / Niels Broos işte böyle konserler. Biletleri anında tükenir. Çünkü İKSV Caz Ekibi bu isimlerle “imza” konserler yapacak. Festival Direktörü Harun İzer’i ve muhteşem ekibini böylesi zorlu bir zamanda bu “özel konserlere” imza attıkları için ayırca tebrik etmek gerekiyor. Siz siz olun bir festival, “özel sipariş” bir konser düzenliyorsa kaçırmayın. Tekrarı olmaz.

Altın Gün konseri sadece ilgi patlamasına değil, eğlence patlamasına da neden olur. (Geçen yıl Ayyuka konserinde nasıl dans ettiğimi biliyorum. Altın Gün konserinde o dansları ikiye katlarım)

Altın Gün

Gelelim yazının “gibi” kısmına… Hemen söyleyeyim, bu festivalde “gibi” yok. Bak, yazarken bile sinirleniyorum, ne demek “gibi” yahu? Bu konserlerin her biri muhteşem. İşte o konserlerin programını incelemek isteyenler hemen buraya tıklasınlar ve festivalin sayfasına buyursunlar.

Alp Ersönmez, Çağrı Sertel, Ayşe Tütüncü, Şenay Lambaoğlu, Melike Şahin, Barbaros Erköse, Evdeki Saat, Nitai Hershkovitz, Stefano Di Battista, Fainscmitz, Lucy Woodward konserlerinden özellikle merak ettiklerim var. Hepsine yetişemem sanırım, seçim yapmak zorunda kalacağım. Ama şu kadar kopya vereyim: Ayşe Tütüncü’ye her daim hayranım, Şenay bu yıl çıkardığı “Hayat Defteri” albümüyle aldı götürdü, Melike önümüzdeki beş yıl içinde dünya festivallerinde izleyeceğimiz bir isim ve… ve Alp ve Çağrı… bunlar normal insan değil, ne yerler ne içerler bilmem ama her seferinde şapkamı uçurmayı başarıyorlar.

İBB ile festivalin ortaklığı sonucunda gerçekleşecek #İstanbulBirSahne etkinliklerinde yer alacak sanatçılar arasında Batu Şallıel , Bîdar, Burak Dursun Quintet, Cazzip Project, Eylül Ergül Quartet, Cemre Necefbaş Quartet, Ceyda Özbaşarel Band, Deniz Taşar & Adem Gülşen, Erkan Zeki Ar Quartet, Sibel Demir Quintet ve The Kites gibi isimler yer alıyor. Bu isimlerden bazılarının müzik yolculuğuna ilk günlerinden beri tanığım, o nedenle heyecanım da farklı. Bu noktada bir hatırlatma yapayım; #İstanbulBirSahne konserleri ücretsiz ve şehrin çok farklı köşelerinde gerçekleşecek. “Aman efendim caz şöyle bir müzik, böyle sınıflar dinliyor, ben ulaşmak istiyorum ama para pul, aramızda mesafe var” bahanelerine sığınmasın kimse. Caz herkese iyi gelir.

Heyecanım farklı deyince… Konu tabii ki “Genç Caz”a geliyor. Benim de bir parçası olmaktan gurur duyduğum Genç Caz, bu yıl Mehmet “Memo” Uluğ adıyla çok daha güçlü. Genç Caz konusunu başka bir yazıya saklıyorum.

Tülay German

Son olarak… 28. İstanbul Caz Festivali’nin Yaşam Boyu Başarı Ödülü ses sanatçısı Tülay German’a veriliyor. Aslında bu ödül seçimi Caz Festivali ekibinin oldukça yeni, genç, geleceğe bakan festival programlarını simgeleyen bir seçim olmuş. Tülay German da 60’ların ikinci yarısında yaptığı müzikle geleceğe bakan bir isimdi.

Sözün özü… Bu yıl festivalde “gibi” konser yok. Zaten hiçbir yıl olmadı ki. Herkesin kendisine uygun, kesesine uygun (hatta ücretsiz), ruhuna iyi gelecek, zihnini açacak bir konser bulacağına şüphem yok.

Biletler 9 Temmuz Cuma günü satışa çıkıyor ve passo.com.tr’den ve İKSV ana gişeden satın alınabilecek. Her konser için sınırlı sayıda indirimli öğrenci bileti de satışta olacak. Ayrıca bu yazıyı sonuna kadar okuyan ve festival konserlerinden birinde beni görüp yanıma gelen, sohbet edenlere de gofret ısmarlarım. O anda gofret ısmarlayacak yer ya da param yoksa “Tüh” derim, gülüşürüz. Birlikte gülmeyi özledik.

Leave a comment