Ceyl’an Ertem: “Kötüysen ve üzüyorsan dur, gelme!”

Ceyl’an’la geç dost olduk bence. Daha erken yaşlarımızda oturmalıydık muhabbete. O yaşların şaşkınlığıyla, heyecanıyla biriktirebileceklerimiz farklı olurdu. Ama bir yandan da bu “gecikmişlik” bize demini almış kahkahalar veriyor. Birlikte olabildiğimiz anlarda en çok gülüyoruz. Çok güzel gülüyor Ceyl’an.

Yeni albüm gelir gelmez Allianz Motto Müzik için buluştuk. “Senin Senin Gibiler Sevsin” bir dilek mi/bir beddua mı merakımızı da giderdik, dostluklarda da dem vurduk. Üstelik buluşmamız 14 Şubat’ı işaret ettiği için aşk-meşk meselelerine bile girdik. Sohbetin tamamı için buraya buyrunuz diyerek sözün özünü Fil Uçuşu‘na bırakıyorum.

YK: Nedir senin için 14 Şubat?

CE: Benim için 14 Şubat sevgililer değil sevgi günü olarak bir süredir devam ediyor. Sahnede oluyorum. Sevgilisi olmayan ama kalbi sevgi dolu olan herkesi çağırıyorum konserlere.

YK: Seyirci nasıl oluyor peki?  

CE: Sanırım konserden önce kutluyorlar. Ben her zamanki seyirciyi görüyorum karşımda. Repertuarım da müsait değil zaten. Mesela geçenlerde kuzenim, benim konserimde sevgilisine evlenme teklif etmeye karar verdi. Repertuarı görünce “Ben bu şarkıların hangisinde evlenme teklif edeceğim,” dedi. Son şarkıda teklif etti, o da Zalım.

YK: Seni Senin Gibiler Sevsin çok güzel bir albüm adı. Bu bir küskünlük cümlesi mi yoksa bir temenni mi?

CE: İkisi de. Hem dua hem beddua niteliğinde. Artık kucağımı herkese açamıyorum. Kötüysen ve üzüyorsan dur, gelme. Seni senin gibiler sevsin. Özen Yula’nın lafı bu. Bir gün Facebook’a yazmıştı. Ben bu lafı albüm ismi yapmak istiyorum dedim. Ona da selam olsun, teşekkür ederim. 

YK: Konserlerindeki VIP masalarını duvar kenarlarına taşıttın. Bunu şöyle mi almalıyım? Küsen küser. Diğerleri bize, bana kalsın. Ben bir huzur bahçesi oluşturmak istiyorum kendime.

CE: Böyle bir gücüm oluştu benim. Gelirim konsere ama VIP masaları yanlara atarsanız diyorum artık. Yeter ki biz huzurlu olalım. İnsanlarla ilgili düşüncelerim giderek olumsuzlanmaya başladı. Çok az insan, çok fazla hayvan ve doğa aşkı tavan yaptı. Bir de sana teşekkür etmek istiyorum. Benim dinleyiciyi, onların da beni eleştirebilmesi gerektiğinden bahsetmiştin.  Sen iki sene önce konuşuyordun bunları. Çok olumlu gelişmeler var. O yüzden dinleyiciye de çok teşekkür ederim. 

YK: Bozcaada’ya ‘kaçışın’, oradaki günlerin ve albümdeki hediye şarkılar. Mehmet Güreli, Sıla, Mabel Matiz, Kenan Doğulu ve daha birçok isim… Ve tabii Sezen Aksu.

CE: Evet Bozcaada bana hep iyi gelmiştir. Ama o kadar çok hediye geldi ki orada yazdığım şarkıların çoğu çıktı. Sezen Aksu’yla ilişkimiz onun, benim bir röportajımı okuyup beni aramasıyla başladı. Evine davet etti, yedi saat sohbet ettik. O gecenin sonunda bana Nafile Kelam’ı hediye etti. Sonrasında sık sık görüşmeye devam ettik. Çocukluğumdan beri hayal ettiğim bir ortamın içinde buldum kendimi. Sonra bir gün Zehir’i dinletti. Kimse istemedi biliyor musun dedi. Benim albümde söylemekten, Sezen’in de dinlemekten en çok keyif aldığı şarkılardan biri şu an.

bir yorum bırakın