Bugün geç saatte öğrendim; Cruyff ölmüş.
Hani şu “Sarı Fare” vardır ya, işte o.
Hani Barcelona’ya sevgime, her daim Portakallar yensin isteğime neden olan, adıyla anılan dönüşlü çalıma bakmaya doyamadığım, antrenman sevmezliğinden sigara tiryakiliğine türlü efsanesini defterime not ettiğim adam. Bildiğiniz Johan Cruyff.
Futbolu seviyorum dediğimde burun kıvıranlara, dersini veren ağabeylerimden biriydi o. En kibirli futbol düşmanının bile kayıtsız kalamayacağı hikayelerin kahramanlarından biriydi.
Ölmüş dediler.
Cruyff ölmez ki. Bilmiyorlar.