Emma Peel: “Ciddiyet”

Emma Peel: O ciddi insanların, asıl dertlerinin ciddiye alınmak olduğunu ayaklarım üşüdüğü anda anladım. Ne garip değil mi?
Karşıdaki Adam: Ee? Ne diyeceksin onlara?
Emma Peel: (dil çıkarır)
Karşıdaki Adam: Dünya senden bir cümle bekliyor… Ama sen…
Emma Peel: (dünyaya dil çıkarır)

Yorumlar (5)

Meandshadows dedi ki;
Karşıdaki Hakan Akkaya: ''Bi kere o ayakkabılar hiç olmamış. Yüzün güzel ama sen Twitter'ın en şık kadını olamazsın. Bi kere o yazlık ayakkabıların bu tulumun altında ne işi var. Tulumun kolları çekmiş gibi duruyor, içine de siyah bişey giymişsin. Rüküşsün sen, anlıyor musun? Giyim zevkin miğdemi bulandırıyor. Tam porsyon bile değilsin. Proporsiyonunda kurufasülye-pilav kadar bile uyum yok. Dilin vücut proporsiyonuna göre fazla uzun kaçmış. Bizimle değilsin!''

Çocukken izlediğim için pek çok önemli ayrıntıyı kaçırmış olmam mümkünn olmakla birlikte John Steed-Emma Peel ikilisinin TV dünyasının gelmigeçmiş en yaratıcı "çift" tiplemelerinden olduğu kanaatindeyim. Daha klasik/mavi kanlı İngiliz Mr. Steed ile 68 havasını buram buram taşıyan "modern" Ms. Peel'in bilim-kurgusal casusluk maceraları çocukluğumun tek kanallı TRT'sinde Uzay Yolu ve Kaygısızlar (ki buradaki Lord Brett Sinclair ve Danny Wilde ikilisini de ayrıca konuşmak gerek)ile birlikte heves ve iştahla izlediğimiz dizilerdi.

Annem "ne "ciddi" çocuksun der" bazen; ben de dil çıkarırım. Annem güler. Anne çocuğunu bilir. Ve aklıma Nazım Hikmet'in güzel dizeleri düşer:
"Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak."

Emma ne güzel yapmış,bazen dünyaya dil çıkarmak gerekiyor.
Hatta sesli bir dil çıkarmalı:)

bir yorum bırakın