Emma Peel: “Mütenakız”

Emma Peel: Uzun zaman oldu. Senden beni hatırlamanı beklemiyorum. Ben bile unuttum buraya gelip neler dediğimi. Dahası bunu niye yaptığımı da unuttum. Çoğu zaman ukala, kimi zaman da sıkıcı oluyordum herhalde. Çocukken de böyleydim, en hafif tabiriyle “tuhaf” bir çocuktum. Başka şeyler dedikleri de olurdu; edepsiz, umursamaz, saygısız, boşboğaz, huysuz, aksi… Böyle şeyler işte. Pek takılmazdım bun sıfatlarla anılmama. Ama içlerinde biri vardı ki, hep gülümsetirdi beni. Gülümsemek bile diyemeyiz buna, bir dudağım istemsizce yukarı kıvrılırdı o sözcüğü duyduğumda. Oldukça yaşlı komuşumuz vardı, buruşuk elli bir kadın. İşte o beni her gördüğünde “Geldi yine mütenakız,” derdi. Mü-te-na-kız… Belki de bu sıfat neden uzun zamandır ortalarda olmadığımı açıklıyordur. Neyse, sonuçta geldim işte. Neden mi gülümsüyorum? Yok, gülümsemek değil o, dudağım kendiliğinden kıvrılıverdi. Hem insan kendi çelişkilerine gülmeyi de bilmeli değil mi?

Leave a comment