Fazıl Say videosunun perde arkası

Fil Uçuşu’nda Fazıl Say ile ilgili çok sayıda yazı var.

Kimi zaman bir konser yorumu, kimi zaman bir CD önerisi, kimi zaman da gündemin gri renkli tortuları ile ilgili bir yorum.

Bu kez kişisel olarak da içinde bulunduğum ve benim için farklı anlamı olan bir haberim var. Fazıl Say, yeni albümü “Say Plays Say” çıktıktan sonra, bu albümle ilgili hangi televizyon programında konuşabileceğini, eseriyle ilgili düşüncelerini nerede özgürce anlatabileceğini düşünürken ortaya çıkan bir düşünce. Bir hayal. Ortak hayalimiz.

“Kendimiz yapalım, kendimiz paylaşalım,” dedi Fazıl. Evinde buluştuk ve dostça sohbet ettik. Tabii ki sadece son albümde kalmadık. “Say Plays Say”dan yola çıkıp baba olmak meslesine kadar uzandık. Eğer internet ortamında yarım saatten uzun bir videonun izlenirliği konusunda şüphelerimiz olmasaydı, daha da konuşurduk. Ama kimseyi yormadan, internet bağlantılarını ‘kasmadan’ cümlemizi söylemek istedik.

Dostlardan oluşan müthiş bir ekip yalnız bırakmadı bizi. Ceylan Karaca’nın emeği büyük. Onun kararlılığı olmasa, kalkışamazdık belki. İşin çekim kısmında Sertan Ünver ve Gökhan Kalan’dan oluşan mahir bir ekip vardı. Editoryal çalışmadan yapımın diğer aşamalarına kadar bütün yükü Nefes Polat ile Suzan Güverte taşıdı. Murat Güneş, İngilizce çevirileri yaptı. Böyle bir proje yaptığımızı duyan herkes, “Ben nasıl destek olabilirim?” diye sordu. Özgür Mumcu, Cem Erciyes, Özen Yula her aşamasında heyecanımızı paylaştılar. Hatta ne yalan söyleyeyim, kimi teknik aksaklıklar yüzünden başıma ağrılar girdiği her anda, bütün bu isimler “Durmak yok,” demeselerdi ne olurdu bilmiyorum.

Ama samimiyetle tekrar edeyim, proje ile ilgili asıl alkış Fazıl’a gidiyor. Bütün o aksaklıklar, zorluklar yaşanırken “Süper gidiyor,” diyen Fazıl’a. Teşekkür ederim.

Bir teşekkür de, kültür-sanat yayıncılığının renkli-resimli bir magazin ekine dönüştürüldüğü dönemde, gerçek kültür-sanat haberlerinin de güleryüzle, samimiyetle ve derinlemesine konuşulabileceğini gösteren fikir için. Elbette daha da iyisi yapılabilir ve yapılacak. Bu daha başlangıç.

Bu videonun çokça izlenmesini, paylaşılmasını bu yüzden önemsiyorum. Çünkü bu sayede farklı bir kültür-sanat haberciliği ve yayıncılığı yapılabileceğini de göstereceğiz. Özgür bir medyanın varlığı için küçük ama önemli bir adım. Dilerim çokça izlenir.

O zaman sözü daha uzatmadan videoyu Fil Uçuşu’nda da paylaşayım. İyi seyirler.

bir yorum bırakın