Guernica: Dünya hala sessiz!

Geçtiğimiz günlerde bir açıklama geldi, üstünde bu kadar az durulmasını anlamadığım bir açıklama. Beyaz Saray’ı Irak’ın elinde gizli biyolojik silahlar olduğuna ikna eden, istihbarat servislerinin Curveball (topu falsolu atmak anlamına geliyor) adını taktığı itirafçı Refid Ahmed Elvan el Cenabi, yıllar sonra ilk kez bu konuda yalan söylediğini itiraf etti. Bütün o mobil biyolojik silah kamyonları ve kötü amaçlar için üretim yapan fabrikalarla ilgili hikayeler uydurmaymış. Cenabi’nin amacı 1995’te kaçtığı Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesiymiş. Dünya sessiz.

Aklıma 5 Şubat 2003’te Colin Powell’ın yaptığı konuşma geldi. Daha doğrusu o konuşma sırasında yaşanan bir garip durum. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Powell, o gün, Birleşmiş Milletler’de Irak’ta kitle imha silahlarının varlığına dair kanıtları sunmuştu. Cenabi’nin yalanlarına dayandırdıkları kanıtları. Bir yalandan yarattıkları savaşın gerekçelerini. Bir yalan-savaşı.

Bu konuşma öncesinde Powell’in arkasında asılı “Guernica” tablosunun üstü bir örtüyle kapatılmıştı. BM basın sekreteri, “Kameralar için bu tablo uygun bir fon oluşturmuyor,” demişti. Bir başka yalan. Dünya tarihinin en önemli savaş karşıtı tablolarından biri olan Picasso’nun Guernica’sı önünde konuşmanın doğru olmadığını, danışmanlar-çokbilmişler fısıldamıştı belli ki Powell’a. İspanya İç Savaşı ve Guernica Katliamı üzerine yapılmış en etkileyici çalışmalardan birinin önünde yalan söylemek, olmayan vicdanları rahatsız etmişti belli ki.

Şimdi, 1937 tarihli Guernica, daha acıtıcı, daha anlamlı bir şekilde insanlık tarihindeki yerini hatırlatıyor bizlere. Yüklendiği yeni anlamlarıyla. Üstelik bu anlamlar, insanlığımızı bir kere daha ve acıtıcı bir şekilde sorgulatıyor.

Dünya hala sessiz.

Comments (9)

Otoritelerden ses çıkmıyor. Sebeplerin az kısmı aşikar, çoğu gizli. Nereye kadar sürer bu yalanlar diye soruyorum ama biliyorum ki dünya varoldukça ne yazık ki! Peki, bireysel olarak, biz; sıradan insanlar, halklar değiştiremez miyiz bu çok kirli oyunları? Hep ah-u vah mı edeceğiz? Sahiden yok mudur bir çaresi?

Cenabi'nin aciklamasi ile ilgili haberi duydugumda bana da cok ilginc/trajikomik gelmisti; sanirim amerikan halki dahil tum dunyanin bildigi bir gercegi daha fazla sakli tutmaya gerek gormedi..

Amerika'nin Irak savasina nasil girdigine dair bir baska dramatik anlatim icin 2010 yapimi "Fair Game" filmini izlemenizi tavsiye ederim, basrollerini Naomi Watts ve Sean Penn paylasiyor, ve gercek kisilerin oykulerine dayali bir kurgu, etkileyici..

O günü ben de çok iyi hatırlıyorum biliyor musun? Ama tablo meselesini atlamışım. Sahiden tarihin acayip anlarından biri.

Bazen bir yazı okuyorsunuz; çözdüğünüzü sandığınız dünyanın sizinle nasıl dalga geçtiğini fark edip şaşırıyorsunuz. Bazen bir yazı okuyorsunuz; gözünüzün önünde apaçık duran gerçeğin karşısında nasıl kayıtsız durabildiğinize üzülüyorsunuz. Yazarın/çizerin kafasının içine girmek istiyorsunuz sonra, oradan bakmak, anlamak istiyorsunuz..

bazen geçmiş geleceği öyle bir gösterirki. bi tablo üzerinde yapılmışları,yeniden yapacak olmak onların bile içini huzursuz edebilir.huzursuzluklarını ise bi bez parçasıyla kapatmak, vicdanın ağzını kapatan küçük bir tıkaç.15 günde yapılan bu eser tüm gerçekliği göstermişti.15 sn içinde yapılan bu kapatma hareketi ise yine aynı gerçekliği göstermekte.

Ses çıkmıyor çünkü herkes zaten bunların uydurma olduğunu biliyordu o zamanlarda da..

wag the dog diye bir film vardı,abd'nin çıkardığı savaşlara kendi sanatçılarının bakış açısını ortaya koyuyordu.hatta bir sahnesinde,savaş nedeni olarak nükleer silahların gösterilebileceğini söylüyordu robert de niro,yeni çağın modası bu diyordu.2010'da rubicon diye bir dizi ilk sezonundan sonra gösterimden kalktı.gizli servislere göndermeler yapıyordu.velhasıl,ileride geriye dönüp baktığımızda film gibi kurgulanmış bir tarih göreceğiz.inceden de komik olacak,insanların seyirci kalışı.

Hepimiz ,sahtekar olduğumuz için birbirimize tahammül ederiz demiş Cioran;her zamanki doğruluğuyla…

Leave a comment