Hermanos Gutiérrez, 32.İstanbul Caz Festivali kapsamında 2 Temmuz gecesi Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesinde olacak.
Issız çöllerin fon olduğu bir seda ile buluşmayı sevenler Alejandro ve Estevan Gutiérrez kardeşlerin müziğine aşina. Türkiye’de de hatırı sayılı bir dinleyici kitlesi var ikilinin. Maceralarını gitarlarıyla anlatmayı seven eski zaman gezginleri bu kardeşler. Ekvadorlu-İsviçreli kardeşlerin müzik anlayışı yıllar önce Amerikan Güneybatısına yaptıkları bir ziyaretle değişmiş. Mojave Çölü ve Ölüm Vadisi gezisi sonrası Estevan “Çöl bizim müziğimizin doğduğu yer,” demiş.

Kardeşlerin müzikal yolculuğuna Dan Auerbach katıldıktan sonra işin rengi iyice değişmiş. Yeri gelmişken, Auerbach’ın sadece müzisyen olarak değil (Black Keys), prodüktör olarak da nefis işler çıkardığını söylemeliyim.
İşin bu yönünü bilen biliyor. Ben İstanbul konserinde çok sayıda gitar tutkununun da olacağını düşündüğüm için, biraz ekipman yönüne bakmak istedim.
Gutiérrez kardeşler hollowbody gitar kullanıyorlar. Bilen bilir, elektrikli hollowbody’ler de akustiklerde olduğu gibi doğal bir rezonansa sahiptir. Bu sayede sıcak, yumuşak ve zengin bir ton ortaya çıkar. Tam da kardeşlerin müziğine uygun bir ton…
Alejandro, genelde 1963 model Silvertone 1446 kullanıyor. Bildiğim kadarıyla gitar orijinal halinde ama bir yerde, Dan Auerbach’ın teknisyeni olan Dan Johnson tarafından yapılan “yılan şeklinde” bir Bigsby kolu olduğunu okumuştum. Parmak tekniğiyle çaldığı için “.013- .052” bir tel seti kullanıyormuş.
Bir de slide gerektiren şarkılar var tabii. Örneğin “Tres Hermanos”. Bu gibi şarkılar için Alejandro bir “lap steel guitar” kullanıyor: 1940 model Rickenbacker Electro NS
Estevan ise Gretsch tutkunu. Chet Atkins tonlarından daha koyu tonları yine aynı markadan alıyor. “El Bueno Y El Malo”yu kaydederken Dan Auerbach’ın 1958 model Gretsch 6120’si “Rudy”i almış. Zaten yanından ayırmadığı gitarı da bir 6120: Gretsch G6120T-59 Vintage Select (1959 Chet Atkins)
Yazının sonuna önce Alejandro’nun, sonra da Estevan’ın pedal setlerinin fotoğraflarını da ekledim.
Gitarın bizi farklı dünyalara uçuracağı 2 Temmuz gecesini merakla bekliyorum.

