“Hi\u00e7 Birimiz \u0130nsan De\u011filiz!”

   
Yazının başlığı da, içeriği de “Van Kadın Derneği”, “Saray Kadın Derneği”, “Van KAMER”, “Mavigöl Kadın Derneği”, “YAKA Kadın Kooperatifi” imzasıyla gelen ortak bir e-postadan alınma. Aynen aktarıyorum!

Bugün, size burada insan olarak değil; düşüncesiz, bozulmuş varlıklar olarak sesleniyoruz. Bizi dinleyen herkesin de böyle olduğunu düşünüyoruz. Şimdi şuanda aramızda hiç kimse henüz insan olamamıştır.

Tecavüz yeşil kart sorunu değildir, pembe ya da mavi kimlik kartı sorunudur. Onu para ya da kömür yardımıyla ortadan kaldıramazsınız. Bu yüzden bir tecavüzü duyduğumuzda vah edip lanet yağdırmakla yetinmemeliyiz. Acilen kadın ve erkek olmayı tartışmak zorundayız. Tecavüz edilen ya da tecavüz eden olmaya değil insan olarak yaşamaya bedeldenmiş olmalıyız.

Günlerdir ülkeyi çalkalayan Siirt’teki tecavüzler acınası olaylar değildir, insanlık suçuna yol açan politikanın sorunudur. Olayların geçen seneden bu yana biliniyor olmasına karşın cezasızlığın araştırılması elbet önemli, çok gerekli ama tek başına yeterli değildir. Yasalar henüz onları kullanacak akıldan yoksundur. Okuldan çıkıp tecavüzcü oluyorsa bir insan, eğitim sistemini tartışabilecek; camiden çıkıp tecavüz ediyorsa dini algıyı tartışabilecek akıllara ve yüreklere ihtiyacımız var. Ne yazık ki Türkiye reformist bir ülkedir ve her reform bugün kadınların cinsiyet olarak bırakıldıkları yerdedir: yani vitrinde! Türkiye’nin reformlara değil zihinsel devrime ihtiyacı vardır.

Türkiye’de tecavüz en rağbet gören cinsel fantezi haline getirilmiştir. Bugün Türkçe internet sitelerinde tecavüz pornoları Türkiye halkları tarafından izlenme rekorları kırmaktadır. Annesine, kız kardeşine, iş arkadaşına uykuda ofiste tecavüzü eğlenceli hale getiren görüntüleri izleyen bu yüz binlerce insan etrafımızı sarmış, hergün yeni bir cinsel şiddet suçuyla sarsıyor insanlığımızı. Eğitimine, kariyerine, yaşına, sınıfına, etnik kimliğine bakılarak yorumlanamaz tecavüzcüler! Tecavüz, iktidarını güden kişilerce gerçekleştirilmektedir. Kurbanlar, güçsüzleştirilmiş kişilerdir. Kadınlar yaşamın her yerinde güçsüzleştirilmeye devam ettirilen kurbanlar olarak en büyük risk grubu içindedir. Sorun kadın sorunu diye adlandırılamaz artık çünkü tecavüz o sırada erkeklerin erkek olma sorunudur. Tecavüzün erkeklik eylemleri arasında yer almasına sessiz kalan, engel olmayan, kendini ve çevresini etkilemeyen her erkek suç potansiyeli taşımaktadır. İnsanlaşmayacaksanız biz kadınlar olduğunuz hiçbir yerde yanınızda olmayacağız. Tecavüz etmek erkeklikse, hayatımızda erkek istemiyoruz!

Yorumlar (10)

asansör

medeniyete çıkarken

asansörde kaldık

dayanılır şey değil

tutsaklık

havasızlık

karanlık

sarıldık birbirimize

ozanı çiftçisi yazarı

tutunduk ilkelerimize

azaldık lakin

yılmadık

kapıyı kırdığımızdaysa

gözlerimize inanamadık

burnumuzda tüterken aydınlık hasreti

kandilli keraneye çevirmişler memleketi

Her zaman şu var; Tecavüzcüler,Sapık Katiller için , "içeride onların icabına bakıyorlar" , e bu milletin adaleti içeridekilere mi kaldı?

11 yaşımın çığlığı… Kollarımı kavrayıp sıkıca bedenimi kapatan o caniye karşı koyamasaydım belki bugün, bu vahşetin derimin altındaki yarası çok daha büyük olacaktı. Ama bu bile günlerdir beni alt üst etmeye yetti bile. Yer aynı yer, Siirt! Bilirim şehirlerin resmiyeti yoktur böyle şeylerde ama o masum bebeklerin, çocukların yok edilmeye çalışılan yaşamları her nerede parçalanmışsa, insanın gözü hiçbir şey görmüyor. Yaşayanın algısında daha belirgindir.
Kalem tutan elim bile bazen bu insanlık dışı olayları kırılgan kelimelerle yazmak istemiyor. Aksine var gücümle küfredip kafalarında kocaman bir boşluk yaratmayı tercih ediyorum.
Oysa ben yalnızca bakkaldan dönüyordum. 11 yaşındaydım.
Kusura bakmayın. Bundan sonrasını yüreğim kaldırmayacak.

ülkenin,dünyanın,kadınların,erkeklerin,çocukların bu yazıyla yeniden biçimlenmeye ihtiyaçları var bence.
son zamanlarda hayat o kadar ilkelleşti ki haberleri izleyecek sabrım,gücüm kalmadı.insanlar hayvanların yanında o kadar zavallı ki…

Vurucu bir yazı. Çok güzel anlatmış oralada ve buralarda olanları. Bize sanki orası uzak bir köy ve bizden ırakmış gibi geliyor. Halbuki üst komşunuzda cinsel istismara uğruyor olabilir. Tanımlamaları, yargıları/yargılamaları, güçleri-güçsüzleri düşünmek ve yeniden bakmak lazım resme.
Haklarını öğrenmeli herkes ve haklarını arayabilecekleri yerleri oluşturmalı devlet. Bilemedim zor ve çetin bir yol ama bir yerlerden başlamak lazım artık!

değiliz evet. maalesef değiliz. insan olmayı öylesine unuttuk ya da öylesine yanlış anladık ki… önce kendimizi cinsiyetlerine göre güç kazanmaya veya kaybetmeye ittik. o ayıp bu yasak diyerek ahlakın sınırlarını alâkasız boyutlara taşıyıp insani ya da güdüsel duyguları bastırdık. bir yandan da kıyasıya dalga geçtik çevremizdekilerin farklı yanlarıyla. kimsenin doğrusu ilahi değilken ilahi bir bencillik yarattık. ve bu bencillik içinde her gün biraz daha çürüyüp tazecik filizleri çürütmeye devam ediyoruz. en basitinden cık cık deyip geçerek bile kötüleştiriyoruz her şeyi biraz daha. geç olmadan bir şeyler yapmalıyız. insanları bireyler olarak önemsemeli, önemsetmeliyiz. acaba gönüllü bir proje başlatmak ilk adım olabilir mi? biz siz olmadan, herkes insanlıktan çıkma deneyimini anlatıp çözmeye isteklendirilebilir mi? başka neler yapabiliriz? daha fazla zehirlenmeden, yaralanmadan iyileşmek ve iyileştirmek için harekete geçelim ne olur.

Erkek egemen bir toplumda yaşıyoruz. Bu kadar ezilen, hor görülen, yerden yere vurulan kadınlarımıza bir de tecavüz etmişiz çok mu? Fiziksel müdahaleden evvel onların her türlü hakkına, fikrine, anlayışına binlerce kez tecavüz edilirken, bu erkekler tarafından normal görülürken, erkeklik olarak adlandırılırken tecavüzün kınanması hiçbir mantığa sığmaz fikrimce. "Bizim de anamız bacımız var ulan!" diyenler analarına bacılarına gün be gün tecavüz ettiklerinin farkına vardıkları zaman belki birşeyler değişebilir. Ne demişti televizyon programlarında atarlı atarlı konuşan bir yorumcu/yazarımız: "Biz türk filmlerindeki tecavüz sahnelerini izleyerek mastürbasyon yapan bir nesliz. Bizden masum duygular beklemeyin."

Bir gün küçük bir çocuk o kadar güçlü bir çığlık atacak ki bir daha bu kabusa gözlerimizi kapatamayacağız, artık tek umudum bu.

Eşitsilikler, haksılıklar gördüğünde duyduğunda insanda bir "karşı şiddet uygulama" duygusu oluşuyor. Sonra geçiyor; kadınlık bu galiba: karşı şiddet uygula-ya-mamak. Asırlar boyu aynı eşitsizliklerin haksızlıkların sistemli biçimde karşı cinse uygulandığını düşünüyorum da erkekler kadınlara yönelik "karşı şiddet" uygulayıp bu durumun üstesinden çabucak gelirlerdi gibi geliyor…Kadın uzlaşma yanlısı, ikna etme yanlısı, Ah bu da uzun sürüyor. Bu coğrafyada hele sökmüyor…

Keşke sadece 'KADIN' olmayı zorlaştıran bir toplumda yaşıyor olsaydık, 'İNSAN' olmak bile zorken, vay kadınların hailne; vay ÇOCUKLARIN haline. Hayvansı güdülerini dizginleyemeyen CANAVARlar.
Bilmiyorum ne kadar doğru, vakti zamanında iyice sapıklaşan bir toplum, yüce güç tarafından cezalandırılmış ve her şey taş olmuş. Böyle bir felaketle son bulacaksa, bu sapıklıklar bitecekse, ben taş olmaya razıyım.

bir yorum bırakın