Arkadaşımız Hrant Dink’i öldürdüler.
Beşinci yılına yaklaşan adalet arayışımız kadük kalmıştır.
Dilekçe verdiğimiz topyekün devlet, kendini katile yakın gördü.
Zaten; katil, polis, bayrak ve muzaffer gülümseme kahramanlık posterinde poz vermişti.
Bir türlü ilamını malum edemediğiniz o kalabalık güruh, elbirliği ile kıstırmışlar, hain pusuda kurşun sıkmışlar, kaçmışlar, saklanmışlardı.
Şikâyetçiyiz.
“Adalet, namus sözümdür” diye ölü evinde ant içtiğiniz halde, Hrant Dink’i işaret parmağıyla gösterip “Bunu” diyen yardımcınızı “Meclis Başkanı”, resmi makamda adamları resmen, “Yakarız canını bak” diyen valinizi vekil, emanet edilen canı kollamayan Emniyet Müdürünüzü vali, 17 yaşındaki O.S.’yi kocaman Ogün Samast ettiniz.
Kan adaletle susar, şikâyetçiyiz.
İsim verdik soruşturun diye, İçişleri Bakanı’nız, “Olmaz onlar bizim çocuklar” dedi.
Dışişleri Bakanınız AİHM savunmasında bu toprakların yiğit evladına Nazi dedi.
Çevik kuvvetleriniz Rakel Dink önlerinden geçerken katillere yazılan methiye türkülerini mırıldanarak Beşiktaş Adliyesi’nde koro yapıverdiler.
Katillerimizi adalet evine getiren jandarma, cezaevi aracına “Ya sev ya terk et” diye yapıştırma asmıştı.
Sayın Başbakan,
Nedir daha derine inmeyi engelleyen o “Büyük kasabanın sırrı?”
Azınlıklardan gasp edilenin birazını geri vermeniz sebebiyle seslendirdiğiniz nutukta, “Bu ülkede hiç kimse ruh tedirginliğiyle yaşamayacak artık” diyordunuz Hrant’ın veda mektubuna atfen…
İnanın, tedirginliğimiz her zamankinden büyüktür.
Sayın Başbakan,
Mala gelenin telafisi bulunur.
Cana gelene de davranınız.
Anadolu toprağından Hrant Dink’in payına bir metrekare toprak düştü.
O da mezarıdır!
Kamera denilen vaka-ü nüvis silinmiş, bize kalan 19 Ocak 2007 tarihli seyirliğinde 5 kişi saydık, Hrant’a pusu kuranlardan…
Kim bunlar Sayın Başbakan?
Görüneni, görünmeyeni, katillerimizi istiyoruz, adalet olsun, hak hâkim olsun diye.
Bizim hakkımız bizde saklı duruyor, helalleşmekten başka çarenin kalmadığı savaş yorgunu memleketimizde…
Suallerimiz cevapsız!
Adalet nöbetçisi “Hepimiz Hrant’ız” diyen yüz binlerin eli hâlâ vicdanında…
Cevaplarımızı almadan susmayacağız.
Sormaya devam edeceğiz.
Hrant için, Adalet için.
Hepimiz şuyuz buyuz diyen duyarlı insanlar acaba hrant dink in malatyada çocukluğunun geçtiği ev geçtiğimiz günlerde belediye tarafından yıkıldığında neredeydi. Neden o hatıraya sahip çıkılmadı. Haber bile yapılmadı Basında bile yer almadı. Kim samimi kim değil.
Meandshadows diyor ki…
Tetiği çeken başta olmak üzere, Hrant Dink'in hayatını çalan, bu canavarlığa destek olan bütün katillere hak ettikleri cezalar verilmediği için Ermeni kardeşlerimizden özür diliyoruz, acınızı en az sizin kadar biz de hissediyoruz. Sizin acılarınıza ek olarak bir de utanç duyuyoruz. Utanç duyuyoruz, çünkü bizimle aynı geçmiş, din, ırk, dili paylaşan bazı şahısların yaptığı hatalar üzerimize leke gibi yapışıyor, kutsal bildiğimiz değerlerimizi kirletiliyor, bizi o ortak değerlerden daha da uzaklaştırıyor. Ben Müslüman doğdum, ülkemi seviyorum, bilirim ki vatanseverlikte ve Müslümanlıkta (hiç bir dinde) ırkçılık yoktur, dini, dili, ırkı, ne için olursa olsun, can alma yoktur. Kör cehaletten, ya da bilerek, kişisel menfaatler için dinin kullanılması, ''milliyetçilik'' maskesiyle ırkçılık faaliyetlerinin yasallaştırılması, bunların biz aydın insanların gözleri önünde yasal olarak yapılıyor olması bizlere utanç vermekte, bizi biz yapan değerlerden soğutmaktadır. Yanlışı yapanlar ne kadar çoğunluk olursa olsun, dünyanın her yerinde tartışılmaz, genel doğrular vardır ve o doğruları bilenler, farkındalığı olan insanlar bir milleti temsil etmektedirler, her dilden, her dinden, her ırktan gelen ve aynı topraklar üzerinde kardeşçe yaşayan bir milleti…
Onlar bir Ermeni'yi bu dünyadan eksilttiklerini sanırken binlerce aydın kişi ''Hepimiz Ermeniyiz'' diyerek karanlık ruhlara amaçlarına ulaşamadıklarını gösterdiler. Evet, hepimiz Ermeniyiz, alnımızdaki bu leke, dini, dini,ırkı,düşüncesi için insan hayatını çalan bu leke temizlenip, bu lekenin yayılmasında katkısı olan herkes hak ettiği cezayı alana kadar ben kendi adıma Ermeni olmaya, Ermeni hissetmeye devam edeceğim, çünkü ben bu lekeyi hak etmiyorum…