İpekli Mendil Kütüphanesi’nden Açık Davet

İpekli Mendil yolculuğunda çekilen fotoğraflardan bir sunum hazırlanmış.

Dileyen yazının sonunda paylaştığım videoyu izleyebilir. Ama baştan söyleyeyim. Bazı fotoğraflar sizi hiç ilgilendirmeyecek. Tanımadığınız öğrenciler, tanımadığınız öğretmenler… Arada yazarlar, müzisyenler göreceksiniz ama onlar da bir yere kadar çekebilir ilginizi. Antakya’da bir lisenin başından geçenler sizleri çok ilgilendirmeyebilir. Bunu gayet iyi anlarım ve hak veririm.

Ama bu macerayla ilgilenenler de olacaktır. Onlara şunu söyleyebilirim. Her bir fotoğraf karesinin bir hikayesi var. Bütün hikayelerde de öğrenciler var. Kimi okumaya meraklı kimi biraz muzip, kimi ergenliğin en delişmen çağında kimi bir gölge gibi yaşamayı seçmiş. Kiminin derdi deniz kiminin umudu. Kimi Ahmet Büke’ye sarılmış, kimi maNga üyeleriyle bir şarkının notaları olmuş. Faruk Duman’a soru sormaya hazırlanan da orada, Özgür Can Öney’le poz vermeye çalışan da. Olur da seyredersiniz, öğrencilerin yüzlerine iyi bakın derim.

Çünkü o öğrenciler, İpekli Mendil Kütüphanesi’nin asıl sahipleri. ‘Uzun İnce Bir Edebiyat Öğretmeni’ ile çıktıkları bu yolculukta kütüphanelerine, kitaplarına ve yarınlarına dört elle sarılan öğrencilerin hikayesi bu. Onlar, Antakya Narlıca Anadolu Lisesi Edebiyat Öğretmeni Mehmet Tutar’ın rüya takımı. Onlar, okul müdürünün de büyük desteğiyle Anadolu’da bir lisenin kütüphaneye dönüştürülmüş odasından bütün dünyaya açılmayı başarmış gençler. Onlar, sanatın ‘hayranlığa kapılmak’ değil, ‘sorgulamak ve araştırmak’ olduğunu bilen özgür ruhlu bireyler.

İpekli Mendil Kütüphanesi, okul yönetimiyle İpekli Mendil kitabının yazarı edebiyat gönüllülülerinin  ortak başarısı. Bu başarı hikayesinin tam da orta yerinde, benzersiz bir edebiyat öğretmeni duruyor; Mehmet Tutar. Mehmet Öğretmen, yine kendisi gibi edebiyat öğretmeni olan eşi Hüsne Tutar ve oğulları Onur ve Ulaş’ın desteğini de arkasına alarak yürüyor hayatta. Okulun genç ve başarılı yönetici kadrosunun ve diğer öğretmenlerin desteğini de anmak gerekiyor elbette. Mehmet Tutar, bütün bunları birleştiren bir simyacı.

İpekli Mendil kitabının yazarlarına gelince… Kitabın kapağında çok sayıda isim var. Ama dürüst olalım; bu kütüphanenin oluşmasında bu isimlerin bir kısmı özellikle anılmalı. Zaten o isimler öykü ile olan bağlarını hem İpekli Mendil adını verdikleri bloglarında, hem sosyal medya hesaplarında, hem de basılı dergilere verdikleri katkılarda gösteriyorlar. Hepsine teşekkür ediyorum.

İpekli Mendil blogunu takip etmenizi de özellikle öneririm: https://ipeklimendil.wordpress.com/category/ipekli-mendil/

Bu konuda yazacağım, söyleyeceğim çok şey var aslında. Bir gün uzun uzun Hüsne Tutar öncülüğünde açılan İpekli Mendil Öykü Bahçesi’ni anlatmalıyım. Bu girişim, başlı başına bir model oluşturuyor. Öğrencileri kitapla buluşturma ve okuma dünyası üstünden birliktelik yaratmanın benzersiz bir modeli. Açıkçası bu konularda tek çabam, kütüphane ve öykü bahçesinin bir model olarak öncü olması.

Fotoğraflara bakmak isteyenleri daha fazla bekletmeden bütün sanatçılara açık bir davetim olacak.

Yazarlar, müzisyenler, ressamlar, oyuncular ve sanatın bütün dallarındaki üreticiler! Hepinizi Antakya’ya İpekli Mendil Kütüphanesi’nde öğrencilerle buluşmaya davet ediyoruz. Gelin Antakya’ya, öğrencilerle buluşun. Deneyimlerinizi anlatın onlara, soruları cevaplayın. Kitaplarınızı imzalayın, şarkılarınızı birlikte dinleyin. Bol bol fotoğraf çektirin, bu büyük albümdeki yerinizi alın. Akşama da Antakya mutfağının harika yemeklerini tadın, sohbeti benzersiz bir masaya konuk olun. Sizler de bu hikayenin bir parçası olun.


Şimdi sıra sizde!


Yorumlar (1)

Aşk için bir kıvılcım yeter…
bunu her kim, ne için tutuşturabiliyorsa önünde saygıyla eğilmek gerek…

varsa bize de düşecek hiç olmazsa bir vazife seve, seve…..

bir yorum bırakın