Kemal Tahir/Samim Aşkın’dan Halk Plajı

Halk Plajı’nı bir
sahaf ziyareti sırasında almıştım. Çağlayan Yayınevi’nin Şubat 1954 tarihli
baskısının kapağı ilgimi çekmişti öncelikle. Bu kapakların ayrı bir hikayesi
var, uzun uzun araştırıp yazmak lazım. Halk
Plajı
’nın kapak resminde arka planda bungalov tarzı bir plaj binası var;
belli ki plajın büfesi. İçinde bir adam, önünde kasketli bir adamla bir kadın,
çömelmiş şortlu biri ve şezlongda güneş banyosu yapan bir beyefendi. Ama kapak
resminde ilk gözümüze çarpan bunlar değil elbette. Ayak bileklerine kadar
denizin içinde duran hafif balıketi, kırmızı bikinili, ellerini ensesinde
birleştirmiş esmer kadından gözlerimizi alamıyoruz. Çağlayan Yayınları’nın birçok
kitabında olduğu gibi, bu kitapta da ‘cinsellik’ ön planda.
Çağlayan Yayınları, 1953 yılında Refik Erduran, Ertem Eğilmez
ve Haldun Sel’in ortaklaşa kurdukları bir yayınevi. 1954’ün başında, Mickey Spillane’in “I,
The Jury”
isimli kitabını Kanun Benim adıyla yayınlıyorlar. Kitabın
çevirmeni F.M.İkinci takma
adını kullanan Kemal Tahir. Bu kitap Çağlayan Yayınları’nın önce orijinallerini
yayınlayacakları, sonra da Kemal Tahir’e ‘adaptasyonlarını’ yazdıracakları Mike
Hammer (Mayk Hammer) serisinin ilk kitabı. 100.000’in üstünde bir satış
rakamına ulaşan kitap, yayınevinin diğer kitaplarını da uçuruyor deyim
yerindeyse. Samim Aşkın adlı bir
yazarın romanı olan Halk Plajı da, bu
rüzgardan nasipleniyor ve 35.000 adet satıyor.

Samimiyetle söyleyeyim, kitabın yazarı Samim Aşkın’ın adını
daha önce duymamıştım. Olayın gerçeğini bilmeden, sadece eğlenmek amacıyla
başladım okumaya. Sayfaları hızlı hızlı çevirir, 50’lerin macerayla,
cinsellikle, aşklarla tıka basa doldurulmuş romanını çekirdek niyetine
bitiririm diye düşünüyordum.
Ama ilk bölüm bittiğinde, o alaycı tavrımı rafa kaldırmam
gerektiğini anladım. Roman daha ilk sayfalarında, hatta ilk paragrafında
‘haddini bil’ demişti bana. İtiraf ediyorum, Samim Aşkın’ın kim olduğunu o ilk
paragraf bittiğinde merak ettim. Böylesine ‘piyasa işi bir cep kitabında’ o
üslubu tutturabilen ismin gerçek kimliğine ulaşınca da şaşırmadım doğrusu.
Samim Aşkın, Kemal Tahir’in onlarca müstear adından biriydi.
Halk Plajı ince,
rahat okunan bir roman. Açıkçası çok iyi olduğunu söylemek zor. Ama yine de
bize o dönemin ‘okurluk ruhu’ hakkında önemli şeyler fısıldıyor. Tamamen ticari
kaygılarla yayıncılık yapan, cep boyu kitaplarını 1 lira gibi ucuz bir fiyattan
okura ulaştıran, ‘cinsellik ve vurdu-kırdı’ takıntısı olan, satış odaklı
kitaplara reklamlarla yüklenen bir yayınevinin bu kitabında bile edebi bir
lezzet yakalamayı başarmış Kemal Tahir. Okur kapağındaki cinsel vurguya kanıp
alsa bile, içeriğine kayıtsız kalmamış ki, gerçekçi karakterleriyle ve su gibi
akıp giden diyaloglarıyla hızlıca okunan, günün moda deyimiyle ‘sayfa çevirten’
bu roman, 35.000 gibi bir satış rakamına ulaşmış. Davut Bey, Süleyman Efe, Laz
Dursun, Şükran Abla ve diğerlerinin ilişkileriyle bir halk plajını mekan seçen
ve inceden inceye sınıf tartışmasına da kapı aralayan kısa anlatısında, sokağın
dilini, gündelik argoyu, bireysel hırsları, sınıf mücadelesini incelikle
işlemeye özen göstermiş Kemal Tahir.
Halk Plajı, İthaki Yayınları etiketiyle ve orijinal
kapağıyla tekrar yayımlandı. Yayınevi tanıtım metninde şöyle diyor: Bugün Halk Plajı’nı yeniden
okurlarla buluşturmak, hem Kemal Tahir’in romancılığını, hem de dönemin
yayıncılık dünyasını hatırlamak üzere zevkli bir girişim niteliğinde. Orijinal
kapağıyla birlikte sunduğumuz kitabın, bir zamanlar ilk yayımcının garanti
ettiği zevkli saatleri bugün de yaşatabilmesi beklentisiyle…”
Bir zamanlar
35.000 satmış kitabın, bugün aynı rakamlara ulaşmasını beklemek hayalperestlik
olur. Ama yayınevinin de vurguladığı gibi yayıncılık dünyamızın geçmişinde ve
bir büyük ustanın edebiyat yolculuğunda yürümek için bulunmaz bir fırsat bu.

İthaki Yayınları,
önümüzdeki aylarda Kemal Tahir’in müstear isimle yazdığı diğer romanları da
yeniden okurlarla buluşturacağını açıkladı. Bu yayınları takip etmekte fayda
var. Çünkü unutmayalım ki, iyi bir okur olmak, biraz da edebiyatın zaman
yolculuğunun izini sürmektir.

bir yorum bırakın