Bir uyarlama yaparken bakış açısı konusunda cesur kararlar vermek.
Kevin Hakkında Konuşmalıyız (We Need To Talk About Kevin)’ı izlerken bu cesareti düşündüm en çok. O basit soruyu bu film için de soralım. Kevin Hakkında Konuşmalıyız iyi bir film mi? Cevabım; Evet.
Açıkçası başta süresinin uzunluğu olmak üzere katılmadığım yönleri var. Kevin’le ilgili kimi kadrajların korku filmi estetiğine kurban edilmesi, kutsal aile klişelerini kimi zaman altını çizerek aktarmayı tercih etmesi gibi… Ama toplamda artıları daha fazla olan bir film. Lionel Shriver’in romanını, yönetmen Lynne Ramsay ile Rory Kinnear birlikte senaryolaştırmış. Roman Türkçe olarak da yayımlandı. Filmde Tilda Swinton tarafından harika yorumlanan Eva Khatchadourian karakteri, romanda anlatıcıdır. Yani biz bütün iç sesleri, yorumlamaları, hesaplaşmaları Eva’nın düşünce ve dil filtresinden geçmiş olarak okuruz. Şimdi’den başlayan anlatımında geri gidiş-zamana dönüşlerle hikayenin bütününe ulaşırız. Yani roman Eva’nın dilinden “dışarı konuşan” bir romandır. İşte filmi sevmeme neden olan da bu bakış açısını tersyüz edip Eva’nın varlığından “içeri konuşan” bir yapı kurması oldu. Bakış açısını tümüyle olmasa da bozan bir tercih; senaryonun bu cesareti hoşuma gitti. Elbette bu kararın uygulamasında Tilda Swinton gibi bir ustanın payını da yabana atmamak lazım. Eva’nın Kevin’le ve buradan yola çıkarak “anne olmak-aile olmak-iyi olmak-kötü olmak” kısacası olmak ve olmamakla hesaplaşmasında cesur bir adım. Hikaye zamanını tümüyle bozan, hatta kimi zaman belirsizleştiren bir kurgu. Eva merkezli anlatımda, Kevin’i tek başına gördüğümüz sahneler bile aslında, annenin zihnindeki hikayenin izdüşümleri. (Kevin’in sırtında sadak, elinde ok ve yay katliama gittiği, sonrasında da bütün o cinayetleri işlediği sahne buna güzel bir örnek.)
Son söz: Bu filmin Gus Van Sant imzalı Fil (Elephant) ile birlikte izlenmesi iyi olacaktır diye düşünüyorum.
HEMEN İZLENECEKLER LİSTEME ALIYORUM….
Konu tamamen Amerikanya bunalımı, bizim genlere yabancı, Eva'nın falsolu terliği olsaydı o Kevin hakkında konuşulacak tek şey ÖSS ye hazırlanıyor olurdu.
Özellikle sizin bu film/kitap hakkında yazı yazmanız beni çok mutlu etti. Malasef insanların çoğu böyle yapımlar izlemek/okumak yerine anın tadını çıkarmak amaçlı şeyler tercih ediyorlar. Bence son zamanlarda yazılmış ve çekilmiş en iyi yapımlardan bir tanesi.
Buyrun buda benim yorumum
http://birdilimkitap.blogspot.com/2012/02/kevin-hakknda-konusmamz-lazm-we-need-to.html
Bu arada sizi blog dünyasında görmek çok güzel.
17 yaşında bi erkek annesi olarak filmden çok etkilendiğimi söyleyebilirim.Anlayamadığım tek nokta, daha çok küçükken çocuğundaki olağandışılığı farkedip annenin çocuğu pedagoga götürmeyişi oldu. Oyunculuk müthişti..
Filmi az önce izledim ve film hakkında neler yazılmış diye dolanırken bloğunuzla karşılaştım. Film hakkında bu kadar özel teknik bilgileri paylaşmanızdan ötürü teşekkür ederim ama nedense film hakkında "duygu" anlamında tek kelime etmemişsiniz…
Önce Elephant'ı izledim. Soğukkanlı ve sakindim. Hemen ardından We Need to Talk about Kevin'ı izlerken üzüntüyle, pişmanlıkla izledim. Sanırım filmleri hep filmin öznesinin yerine kendimi koyarak izlemem sorun yaratıyor. Ama duyguyu da öyle hissedebiliyorum en çok. İkisi de çok güzel filmdi. Teşekkürler.