İnsan doğasının en derin kuyularından yankılanan bir sesle sorar, annesinin ölümünden babasını sorumlu tutan Christian: “Büyükler öldüklerinde çocuk gibi görünürler. Peki ya çocuklar öldüğünde?”
Susanne Bier’in, “Yabancı Dilde En İyi Film” kategorisinde hem Oscar’ı hem de Altın Küre’yi alan Hævnen (In A Better World) adlı çalışmasından bir soru. Savaşın, şiddetin ve masumiyetin bütün veçheleriyle sorgulanacağı nice sorudan sadece biri. Müthiş bir tempo, benzersiz görüntüler, filme tam anlamıyla hizmet eden bir kamera kullanımı ve izleyenin içine işleyen bir müzik.
Ve ölümle yaşam arasındaki o tedirgin edici çizgide bir konuşma…
Afrika’da bir mülteci kampında doktorluk yaparken, hamile kadınların karnındaki bebeğin cinsiyeti üstüne girdiği bahisle, karınlarını yarıp bebeği çıkaran azılı katillerin arasından gelen, ölümün en acımasız yüzlerini gören Anton, Christian’ın ölümle yüzleşmesinde yardım eli uzatırken der ki; “Bazen ölümle aranda bir perde varmış gibi hissedersin. Ama bir sevdiğini ya da yakını kaybettiğinde o perde kaybolur ve bir an ölümü net bir şekilde görebilirsin. Sonra perde geri gelir ve yaşamaya devam edersin. Her şey yoluna girer.”
Ama Christian için yeterli değildir bu yüzleşme, yine de insanın şüpheci ruhuyla sorgular: “Öyle mi dersin?”
Teşekkürler paylaşımınız için
Aktarmak istediği hissiyatı çok etkileyici şekilde verdiğini düşünüyorum. Beni en çok silkeleyen sahnelerinden biri de, tamircinin Anton'a vurması, Anton'un ona karşılık vermemesi ve küçük oğlunun o sahnedeki müthiş oyunculuğu: "Ona vurduysan o da sana vuracak, bunun sonu yok, anlamıyor musun? Savaşlar böyle başlıyor." Bu filmi gündeme getirmenize sevindim.
Bu filmi galiba bugün izleyeceğim.Belli ki çok etkileyici.
Teşekkürler…