Ortaçgil’in Kaposu

Bülent Ortaçgil‘le sohbet ederken konu, nasıl olduysa, dönüp dolaşıp kapo’lara geldi.

Kapo deyince, özellikle gitar çalanların gülümsediğini biliyorum. Onlar bilir, neden söz ettiğimizi. Ama bilmeyenler için hemen Vikipedi’ye başvuralım: “Kapo, telli müzik aletlerinde kullanılan, müzik aletinin sap kısmına takılarak son perdenin daha ileri çekilmesini sağlayan, bir çeşit kelepçe.” Farklı tiplerde kapolar var. Genel olarak görüntüsü yandaki gibi.

Üstad Ortaçgil, bir şarkıyı vokalistin sesine, söyleyiş tonuna göre transpoze etmenin bu maharetli küçük yardımcısını öyle güzel anlatıyor ki… Gitarın ilk üç-dört perdesinde “İdare eder,” denebilecek sonuçlar veren kaponun, daha aşağı pozisyonlarda nasıl zorlayıcı tınılar çıkarttığını söylüyor. İşin bir de akort kısmı var elbette. Kaponun takıldığı an akort kontrolü gerektiriyor. Kapo kullanılan şarkıdan sonra, durum daha da fena oluyor. Yeniden sağlam bir akort şart.

Şarkının varoluş halini bozunca, hayata karşı duruşunu değiştirince bütün sistemin akortu bozuluyor anlayacağınız. Sesinizi-sözünüzü bir başkasının sesine göre değiştirdiğinizde, istemediğiniz, kulağınızı ve özellikle ruhunuzu tırmalayan seslerle uğraşmak zorunda kalabiliyorsunuz. Çalma kolaylığına sığınayım derken, seslerin dünyası farklılaşıyor. Üstelik bir şarkı için düşünülen kolaylık, aletin bütünüyle akortunu, bildiğisine yol açabiliyor.

Ortaçgil’le sohbetin derinliği burada işte. Hayatın içinden ve hayatı sorgulatan cümleler.

Kimi zaman, bir diğerinin sesine uyum sağlamak için kendi sesimizi kaybettiğimiz anlarla yüzleştiren. İnsana “Peki, benim hayatımın sesine kapo takmam gereken anlar oldu mu?” dedirten.

Oldu mu gerçekten? Kendi sesinizin akortunu kaybetmenize neden olan anlar oldu mu?

Ortaçgil bir konserde. Gitarının üçüncü perdesinde kapo var…

Yorumlar (4)

Yurt disinda yasamak ve farkli bir dil ile konusmak, insanin kendi sesinin akortunu kaybetmesine neden olur mu acaba?

Haldun

yazılarınızı okuyorum ve sizi tebrik ediyorum,yazılarınızın devamını diliyorum.Teşekkürler

Teşekkürler, çok güzel bir yazı.

Sanırım kaponuz ve gitarınız iyiyse, ne gitarınızın sesi kulağınızı tırmayacak derecede bozulur ne de hayatınız sesi benliğinizi etkileyecek kadar. Ufak değişiklikler ise fedakarlıktır. Farklı tonda müzikleri dinleyebilmek için ya da birlikte mutlu bir yaşantı için gösterilen fedakarlıklar.

bir yorum bırakın