Pina!

Pina Bausch, Türkiye’de iyi bilinen bir isim. Dansı, sadece bedenin bir uzantısı olmaktan ötelere, zihinsel bir süreklilik durumuna taşıyan, benzersiz bir kadın. Sessizliği dansın bir parçası haline getirebilmiş bir sahne düşünürü. Minimalist bir destan. Hüzün ve mutluluğu bir bedenin farklı uzuvlarında, aynı anda var edebilen koreografilerin yaratıcısı. Aşkı, hiçleşme noktasına ulaşacak kadar uç noktalara götüren bir devrimci. Günümüz modern dansının alfabesini yazan isimlerden biri. Bütün duyguların iki ucu arasında korkusuzca gidip gelen, yaşam kadar gerçek bir pagan. Bu garip dünyayı daha iyi anlamamız için fısıldayan, aynı çağda yaşadığımız için kendimizi biraz daha iyi hissetmemizi sağlayan büyük bir figür. Fazla söze gerek yok: O, Pina!

İstanbul Film Festivali, otuzuncu yılında, bir büyük veda izletti bizlere. Pina’ya veda. 2009’da bu dünyadan ayrılan Pina, Tanztheater Wuppertal Pina Bausch‘un olağanüstü dansçıları, bir ömür süren üretimi boyunca yanında olan dostları tarafından uğurlanıyor “Pina” adlı filmde. Wim Wenders‘in müthiş sinematografisi ile etkileyici bir retrospektif. Sinemanın yeni tutkusu üç boyutun gerçek karşılığını bulduğu, nefes kesen anlar.

Bu hafızalara kazınacak filmden/belgeselden, erkek-kadın bedenini “bir” kılan sekanslardan biriyle Pina’ya selam olsun.

“Dance, dance, dance… Otherwise we are lost!”

Comments (2)

Yeni keşfediyorum..Müthişmiş…teşekkür ederiz…

Fragmanını gördüğüm andan itibaren aklımda olan film,umarım izleyebilirim…

Leave a comment